"Kan ve Tuz"



Kitabın Adı: Kan ve Tuz
Orijinal Adı: Blood and Salt
Yazarı: Kim Liggett
Çeviren: Aslı Dağlı
Yayınevi: Yabancı Yayınları
Türü: Gizem, Romantik, Fantastik, Gerilim
Sayfa Sayısı: 360
Seri Adı: Kan ve Tuz I. Kitap
Satın Al: D&R

Tanıtım Bülteni / Arka Kapak:
KAN VE TUZ…
Ash Larkin’in annesinin, uzun süredir kaçtığı ruhani halkına geri dönmeden önce ağzından çıkan son kelimelerdi. Annesini arayan Ash’in yolu Quivira’ya düştüğünde, zamanın ötesindeki bu kasabada uğursuz ve kadim bir şeylerin varlığı onu tutsak etmişti.
Ash bir yandan, atalarından kalan, kavuşamayan aşıklar ve ölümle, simyayla ve ölümsüzlükle bezenmiş anılarla başa çıkmaya çalışırken, bir yandan da sırlarla dolu ve kan bağıyla yasaklanmış Dane’den uzak durmaya uğraşıyordu.
Bu esnada Quivira halkı 500 yıldır süregelen bir törene hazırlanırken, Ash sadece annesini kurtarmak için değil kendisi için de savaşmak ve çok geç olmadan Quivira hakkındaki gerçekleri ortaya çıkarmak zorundaydı. Tamamen kan ve tuzla sarmalanmadan önce.
Yorum

Kan ve Tuz… Kan ve Tuz…
Bu kitap için gerçekten tuhaf duygular besliyorum. Beğendim mi? –Kesinlikle, ama “Voav!” diyecek kadar değil. Nefret mi ettim? – Belki biraz. Yani konu olarak güzel ama işleyiş olarak, fazla whatpadimsi, yani gençlere yönelikti ve fazlasıyla Percy Jackson serisine ve melez kampına benziyordu. Yalnız sıkılmadan okudum ve oldukça akıcı buldum diyebilirim. Bir diğer unsurda kitap seriymiş ve keşke başlamasaydım dedim. Zira, bir seriyi sevsem de, sevmesem de devam etme huyum var. Elimde yarım kalmış serileri tamamlarken belki de bu kitabın karakterlerini unutacağım. Neyse, kitap konusuna gelelim.
Ashlyn (Ash), annesi ve kardeşi Rhys ile inişli-çıkışlı bir hayat yaşamaktadır. Annesinin bazı sırları vardır ve bu sırlarını hiçte açmaya gönüllü değildir. Kendisi ise sürekli olarak asılmış kız hayaletleri görmektedir. Bir gün Ash, rüyasında bir kadının (Katia) hem kendi, hem de Ash’in elini kesip kanlarını birbirine değdirerek karıştırdığı görür. Ardından siyah bir kurdele kadından uçarak boynuna dolaşır ve fiyonk şeklini alır. O günden sonra Ash hem karakter olarak, hem görünüş olarak biraz değişir ve kafasında sesler duymaya başlar. Durumu kapalı bir kutu olan annesine anlattığında ise; annesinin gözleri büyür ve “Bizi buldular!” diyerek masanın üzerine para ve altın külçeleri koyarak hem kendisine, hem de kardeşine pasaportlarını vererek dokuzuncu kattan aşağı atlar. Yalnız ölmemiştir ve eski, kaçtığı kabilesine dönmüştür. Kendilerini güvende hissetmeyen iki kardeş annelerini bulmak üzere, eski kabileye yolculuk yapıp, kabilenin sırlarını öğrenmeye ve annelerini yeniden bulmaya çalışarak gerçeği de bulacaklarına inanırlar.
Puanlama:

~~Alıntılar~~

"Kimi zaman son bir bakış insanın zihninde cevaptan çok soru doğurur." (Sayfa 110)
"Korkmak iyidir. Yaşamak için hala bir nedenin olduğu anlamına gelir." (Sayfa 115)
" 'Sonsuza dek yaşamak ister miydin?' diye sordu Carter.
'Hayır,' dedim terettür etmeden. 'Bana verilen kısa yaşamla baş etmeye çalışırken bile yeterince sorunum var.'" (Sayfa 203) (Kız benim kafadan. bide adamlar ölümsüzlük isterler. Hıh...)
"Hepimiz kanımızda hem iyiliği hem de kötülüğü taşırız. Kanımızla ne yapacağımız ise bize kalmıştır." (Sayfa 214)
"Atılan her büyük adımın taşlarını kurbanlar dizer." (Sayfa 266)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Kopyala-Yapıştır yaparak İfade bırakabilirsiniz!
😂😉😊😋😍😘😗😙😚🙂🤗😇🤓🤔😐😑😶🙄😏😯🤐😮😥😣😒😓😔😕🙃😟😞😖🙁😢😭😦😰😳😵😡😠