"Obsidiyen"

Kitabın Adı: Obsidiyen
Orijinal Adı: Obsidian
Yazarı: Jennifer L. Armentrout
Çeviren: Bilge N. Zileli Alkım
Yayın Evi: DEX Yayınları
Sayfa Sayısı: 354
Tür: Komedya, Paranormal, Genç-Yetişkin
Seri: LUX Serisi I.Kitap

Tanıtım Yazısı:
Her şeye yeniden başlamak çok berbat.

Annemle birlikte Batı Virginia’ya taşındığımızda, kendimi sıkıcı işlere adamıştım, ta ki tüyler ürpertici yeşil gözleri ve kaslı vücuduyla yan komşumuz karşımda dikilene kadar. Ama işler tahmin ettiğimiz gibi gitmedi.

O, ağzını açtı

Daemon hem kabaydı hem de kendini beğenmiş bir pislikti. Birbirimizden hoşlanmıştık. Tam hikaye burada bitiyordu ki bir kazaya uğradım ve Daemon zamanı dondurarak beni kurtardı.

Yakışıklı uzaylı komşum üzerimde bir iz bırakmıştı.

Yanlış okumadınız. O, bir uzaylı. Daemon ve kız kardeşinin yeteneklerini çalmak isteyen düşmanları vardı ve Daemon’ın bıraktığı iz bütün düşmanları başıma toplamıştı.

Bu korkunç durumdan canlı kurtulmak içinse tek yapmam gereken üzerimdeki izi etkisini yitirene kadar Daemon’ın yanından ayrılmamaktı.

***

“Obsidiyen’e bayıldım. Romanı bir gecede bitirmeye, kendinizi Daemon’a kaptırmaya ve serinin ikinci kitabı için sabırsızca beklemeye hazır olun.”
-Deborah Cooke, The Dragon Diaries

“Daemon ve Katy, ateşle barut gibi. Her bölüm nefesinizi kesecek ve dahası için yalvaracaksınız.”
-Jus Accardo, Touch

“Armentrout’un yeni serisinin ilk kitabı başından sonuna hiç azalmayan bir heyecanla akıp gidiyor.
-RT Book Reviews

Yorumum

Seksi, Öküz ve aynı zamanda Uzaylı. Kimden mi bahsediyorum? Daemon Black’ten.
 Katy, babasının ölümünden sonra yaşadıkları evde annesinin artık yaşayamayacağını anlamıştır ve annesi de Batı Virginia’da iş bulunca mecburen taşınırlar. Bu yerde bir takım farklılıklar vardır ama bunlarla birlikte birde Katy’in seksi ve aynı zamanda ÖKÜZ birde komşusu olan Daemon ve onun tam zıttı tam bir iyilik meleği ve Katy’in en yakın arkadaşı olan ikiz kız kardeşi Dee vardır.
Katy her şeye rağmen sıradan bir şekilde hayatını sürdürmeye çalışırken Daemon ile kavga eder ve yanlışlıkla hızla gelen bir kamyonun önüne atlar ve bu durum Daemon’ın zamanı durdurarak Katy’i kurtarmasına neden olur. Katy böylelikle, Daemon’ın uzaylı yanını da keşfeder.  Ama… Ne zaman ki bir uzaylı gücünü kullanırsa bu orada bulunan insanların üzerinde ancak uzaylı olanların görebileceği bir ışık huzmesi bırakmaktadır. Bu insanlar için önemli olmayabilir, Daemon gibi olan Luxenler için de önemsiz olabilir ama Luxenlerin gücünü emen ve kötü uzaylılar olan Arumlar için çok önemlidir. Çünkü; bu iz onları ruhlarını ve güçlerini emecekleri Luxenlere götürebilecek bir ipucudur.

 Baştan sona eğlenceli, içten bir anlatıma sahip sıradan bir blog yazarı olan Katy ve Öküz Daemon’ın yaşamı beni gülmekten yerlere yatırdı. Ayrıca bu kitaptaki Daemon karakteri o kadar seksi anlatılmış ki bende kendi kendime bu insansa ben hayvanım dedim. Allah’tan uzaylı çıktı da rahatladım anlayacağınız. ^_^

 Her an canınız sıkıldığında, bunaldığınızda elinizin altında bulunması gereken bir kitap. Tek bir sayfa bile sizi gülmekten kırıp geçirecek.
Lütfen yorumlarınızı bizden esirgemeyin...

Puanlama:


"Harry Potter ve Ateş Kadehi"

Kitabın Adı: Harry Potter ve Ateş Kadehi
Orijinal Adı: Harry Potter and the Goblet of Fire
Yazarı: J.K. Rowling
Çeviren: Sevin Okyay – Kutlukhan Kutlu
Yayın Evi: Yapı Kredi Yayınları (Y.K.Y.)
Sayfa Sayısı: 859
Tür:  Gerilim, Korku, Macera, Gizem, Fantazya
Seri: Harry Potter Serisi IV.Kitap

Tanıtım Yazısı:
Büyücülük okulunda dördüncü sınıfa geçen Harry, yaz tatilinde Dursley’lerden izin koparıp arkadaşlarıyla birlikte Quidditch Dünya Kupası finalini izlemeye gider. Bu yıl Hogwarts’taki en büyük yenilik ise, Üçbüyücü Turnuvası’dır. Üç rakip okulun katılımıyla gerçekleşen bu etkinlik yüz yıldan beri ilk kez düzenlenmektedir. Harry, istemediği halde, yaşı bile tutmadığı halde, kendini bu Turnuva’nın içinde bulur. Oysa onun tek istediği, büyücülük standartları içinde olabildiğince “normal” bir yaşam sürmek, yeni büyüler öğrenerek kendini geliştirmek, Cho’yla ilgili hayaller kurmak, Ron ve Hermione’yle hoşça vakit geçirmektir. Ancak, alnındaki yara izinin ikide bir acıması, korkunç olayların yaklaşmakta olduğunun habercisidir…

Harry Potter ve Ateş Kadehi’nde J.K. Rowling, dizinin önceki kitaplarında olduğumuzdan hem çok daha eğlenceli, hem çok daha ürkütücü bir büyücülük dünyasının kapısını açıyor bizlere.

Yorumum:

Woah! Uzun zamandır yaşamadığım kadar bir macera duygusunu Harry Potter serisinin bu dördüncü kitabında yaşadım. Gerçekten olağanüstüydü benim için. Filme göre konuşacak olursam J.K. Rowling senaryoda baya bir değişiklik yapmış diyebiliriz. Ama açıkçası film güzeldi ama kitapta ben daha fazlasını buldum diyebilirim. Açıkçası bulunmayacak gibi de değil! Malum kitap 859 sayfa ki bu da benim bu zamana kadar okuduğum en kalın kitaptı.

 Konusuna gelirsek. Lord Voldemort her geçen güç kazanmaktadır ve Harry bunu yara izinin acımasından fark ederken, Dumbledore da bunu bir şekilde meydana gelen olaylardan ve kaybolan insanlardan hissetmektedir. Bu yıl, Harry Potter ve arkadaşlarını bir sürpriz beklemektedir. Bu sürpriz: Üçbüyücü Turnuvası’dır ve bu turnuvaya tek Hogwarts öğrencileri değil iki rakip okulda katılmaktadır. Yalnız turnuva çok tehlikeli olduğu için bu sene ciddi önlemler alınmıştır ve 17 yaşından küçük olanların bu turnuvaya girmesi yasaklanmış ve bu sınırlama bir takım sihir ve büyülerle de engellenmiştir. Yalnız her nasılsa Harry Potter’ın adı kadehe atılmadığı halde kadehten fırlar ve Harry de istemediği halde turnuvaya katılmak zorunda kalır. Asıl macera, heyecan ve gerilimli dakikalar da bu dakikadan sonra başlayacak olan Üçbüyücü Turnuvası’nda yaşanacaktır.

 Son olarak bu seriyi gerçekten okumanızı tavsiye ederim. Emin olun hiç pişman olmayacaksınız. Seri gerçekten muhteşem ötesi ve filmden daha farklı ve heyecanlı sahneler barındırıyor içerisinde.
Lütfen yorumlarınızı bizden esirgemeyin...
              

Puanlama:


"Sisteki Yakut"

Kitabın Adı: Sisteki Yakut
Orijinal Adı: The Ruby in the Smoke
Yazarı: Philip Pullman
Çeviren: Nesli Türk
Yayın Evi: İthaki Yayınları
Sayfa Sayısı: 213
Tür:  Gizem, Macera

Tanıtım Yazısı:
ALTIN PUSULA DİZİSİ’NİN ÖDÜLLÜ YAZARINDAN

Sally Lockhart on altı yaşında bir öksüzdür ve her ne kadar bir silahı ve muhtemelen onu kullanacak cesareti olsa da, bir adamı silahsız öldürmüştür. Sally, Bay Higgs’i yalnızca üç kelime ile öldürür.

YEDİ KUTSAL İŞARET

Ne yazık ki, bunların ne anlama geldiği ve neden boğulmuş olan babasının iş ortağının bu kelimeleri duyduğunda korkudan öldüğü hakkında hala hiçbir fikri yoktur. Tek bildiği şey, gerçeği ortaya çıkaracak bir şeyler yapması, bir şeyler söylemesi, bir şeyler olması gerektiğidir…

Tuhaf mektuplar, farelerin cirit attığı sokaklar ve ölümcül afyon dumanı ile dolu dehşetengiz bir sır –ve tüm bunların merkezinde kana bulanmış bir mücevher…

Philip Pullman’ın televizyona da uyarlanan ve BBC’nin en popüler filmlerinden birine dönüşen SALLY LOCKHART maceralarının ilk kitabı, bizi sisteki yakutun gizemine davet ediyor.

“Philip Pullman. Tüm zamanların en iyi hikâye anlatıcısı mı?”
-OBSERVER

VİKTORYA DÖNEMİ İNGİLTERESİ’NİN DERİNLİKLERİNDEN NEFES KESİCİ BİR GİZEM
Yorumum

“Philip Pullman. Tüm zamanların en iyi hikâye anlatıcısı mı?” diye sormuş ya OBSERVER... Ben cevap vereyim. –Hayır, hiç iyi bir hikâye anlatıcısı değil.Bu ne ya? Ne bir macera var, ne de heyecan. Tamamen can sıkıntısı oldu benim için. Biraz fantazya bekledim o da yok. Yani sıradan, küçük bir yakutun peşinden koşan insanlar ve ne olduğunu bilmeden peşindekilerden kaçmaya çalışan Sally Lockhart. Tüm hikâye bu kadar.

 Karakterlerin fazla olması ve bir mekândan bir başka mekana geçerken bölüm oluşturulmayıp da bir paragraf ile ayrılması sadece sizin konuyu karıştırmanıza neden oluyor. Kusura bakmayın ben normalde sevmediğim bir seri olmasa da seriyi tamamlamaya çalışırım ama bu eser tam bir felaketti benim için, onun için de tamamlamayı düşünmüyorum.

 Kesinlikle tavsiye etmem. Okuyanlar da okusun engelleyemem.


Puanlama:


"Saklanmış"

Kitabın Adı: Saklanmış
Orijinal Adı: Hidden
Yazarı: P.C. Cast – Kristin Cast
Çeviren: Sevinç Seyla Tezcan
Yayın Evi: Pegasus Yayınları
Sayfa Sayısı: 413
Tür:  Gerilim, Korku, Savaş
Seri: Gece Evi Serisi X. Kitap

Tanıtım Yazısı:
IŞIĞIN OLDUĞU YERDE KARANLIK SAKLANAMAZ

Sonunda Zoey istediğini elde etmiş ve Vampir Yüksek Konseyi, Neferet’in gerçek yüzünü görmüştür. Bu sayede Zoey ve çemberi kendilerini ve çok sevdikleri okullarını her geçen gün biraz daha güçlenen karanlıktan korumak için yardım almaya başlamıştır. Güvensizlik tohumlarının filizlendiği ve karanlığın karmaşa yarattığı Gece Evi’nde herkesin birlik olması gerekmektedir ama bu, son derece zor görünmektedir… Gerilim gittikçe artarken Zoey ve çemberi karanlığın galip gelmesini çok geç olmadan engelleyebilecek midir?

Gece Evi’nde kaos ve karmaşa artıyor…
Yorumum

Gece Evi Serisi’nin onuncu kitabında işler çığırından çıkılamaz bir hal alıyor. Zoey kime güveneceğini artık bilemiyor. Çemberinden biri ve dostu Erin gitgide karanlığa yaklaşırken; karanlıktakiler de aydınlığa yakınlaşıyor. Neferet artık ne yapacağını bilmez bir halde hem intikam almak için, hem de kaçmak için öldürmekten hiç çekinmiyor. Hepsi ve daha fazlası Gece Evi Serisi’nin onuncu kitabı “Saklanmış”da.
 
Açıkçası şunu söylemeliyim ki seri uzadıkça bende dizi izlermişim de haftaya yeni bir bölümü gelecekmiş izlenimi oluşturmaya başladı bu seri. Hele ki kitabın finali bana Örümcek Adam animasyonunu anımsattı. Bilemiyorum ama bu seri bence çok uzadı. Serinin 11.Kitabı olan “İntikam” da 32.Uluslararası İstanbul Tüyap Kitap Fuarı’nda satışa sunuldu. Bu arada serinin 11.Kitabı sondan bir önceki kitabı ki bunu da belirtmeden edemeyeceğim.

 Kitaptan Alıntılar:
*Bu kitap hata yapanlarınız, o hataları düzeltecek kadar cesur ve hatalarından ders alacak kadar bilge olanlarınız için. -Yazar İthafı

 *Ölüm, ona inananlar ile başka tanrılara inananlar arasında ayrım yapmaz. Ölüm bütün ölümlülere gelir. –Sayfa 193
Lütfen yorumlarınızı bizden esirgemeyin...


Puanlama:



"Tepedeki Ev"

Kitabın Adı: Tepedeki Ev
Orijinal Adı: The Haunting of Hill House
Yazarı: Shirley Jackson
Çeviren: Dost Körpe
Yayın Evi: Siren Yayınları
Sayfa Sayısı: 228
Tür:  Korku-Gerilim

Tanıtım Yazısı:
“Tepedeki Ev’e adım atmak, bir delinin zihnine adım atmak gibi… Ürkmeye başlıyorsunuz.”
-STEPHEN KING


“Shirley Jackson’ın dünyası ürkütücü ve unutulmaz.”
-A.M. Homes

“Kanınızı donduruyor, tüylerinizi ürpertiyor.”
-The New York Times Book Review

“Gelmiş geçmiş en iyi perili ev öyküsü.”
-The Wall Street Journal

Amerikan edebiyetının efsanevi yazarlarından biri olan Shirley Jackson’dan zamanının ötesinde bir klasik: Tepedeki Ev. Hayata dair ürkütücü detaylara ilgisi, insan ruhunun kuytularına teklifsizce girebilmesi ve okurun zihnini ustaca ele geçirmesiyle tanınan Jackson, Tepedeki Ev’le delilik ve dehşetin karanlık köklerine iniyor.

Tepedeki Ev’e ilk adımdan itibaren bastırılmış tüm duygular yavaş yavaş su yüzüne çıkıyor. Perili olduğu söylenen bir evde iddiaları araştırmak için bulunan kişilerin kesişen yaşamları bu garip tecrübeyle şekilleniyor ve onları hiç ummadıkları bir noktaya getiriyor. Evin suretindeki karanlık, böylesi tuhaf bir görev için evde kalan grubun üyelerini beklenmedik biçimlerde etkiliyor.

Algının tuzakları hiç bu kadar olası, bu kadar gerçek anlatılmamıştır.

Burası Tepedeki Ev… Burada her şey bir çarpık, biraz tuhaf.
Burası tekin bir yer değil.
BURASI SENİN ZİHNİN.
                                TEHLİKEDESİN.

Yorumum

İşte… Beni hayal kırıklığına uğratan bir başka kitap daha. Hayır, anlamıyorum yani bir korku kitabı yazıyorsun, bari biraz gerçekliğin dışına çık, hayal gücünü kullan değil mi? Ama nerde? Ben ki korku filminde sadece birden ortaya çıkan karakterlerden korkarım ki bunun sebebi de panik atağımdır ama bu kitap bana hiç hitap etmedi. Ne bir ölüm vardı, ne de bir cinayet. Sonu bile saçma sapandı ki, ben hiçbir şey anlamadım. Kitapta bir hayalet unsuru görürseniz öpüp başınızın üstüne koyun. Spoiler vermemek adına yazamıyorum ama korku efektleri sinema filmi çekmeyi yeni öğrenen bir insanın ilk korku sinemasını çekmesi gibi bir şey olmuş.

 Karakterler? Ben bunlara kusura bakmayın ama karakter diyemiyorum! Hangi yazar 32 yaşındaki bir karaktere çocuk ruhu vermeye çalışıp da onu Heidi gibi çimenlikte koşturup, saklambaç oynattırır ki? Saçma… Saçma… Saçma…

 Kusura bakmasın kimse ama ben, Cathy Lamb’ın yazmış olduğu “Şans Bilekliği” kitabında bile bundan daha çok gerilim ve korku unsuru görmüştüm ve artık şizofren manyağı olup resmen arkamdan biri geliyor sanıyorum.

 Bu kadar eleştirdim diye kusuruma bakmayın ama; uzun bir zamandır kitap yazan bir yazardan daha kaliteli bir eser beklerdim.
Kitabımızın Konusu:

 Çok kısaca; Felsefe doktoru olup doğaüstü olaylara ilgi duyan Dr. Montague’nin, Tepedeki Ev adlı bir evde doğaüstü olaylar yaşandığını duyması ve kendisiyle dalga geçenlere doğaüstü varlıkların aslında var olduğunu kanıtlamak için bu Tepedeki Ev’i kiralaması ve evde yaşanacak olayları bir kitap olarak yayınlamak istemesi. Bu evde ona ev sahibinin yeğeni Luke, Ressam Theodora ve annesini kısa bir süre önce kaybettikten sonra ablasının ve eniştesinin evine yerleşen Eleanor eşlik edecektir.

Puanlama:



Kitap Tiryakileri ile 1. Blog Turu 6.Gün: Şans Bilekliği "Yorum"


Kitabın Adı: Şans Bilekliği
Orijinal Adı: Such A Pretty Face
Yazarı: Cathy Lamb
Çeviren: Deniz Beril Bacaklılar
Yayın Evi: Ephesus Yayınları
Sayfa Sayısı: 437
Tür:  Dram, Aşk, Genç-Yetişkin, Komedi

Tanıtım Yazısı:
Uzun zamandır obeziteyle mücadele eden Stevie Barrett, neredeyse hayatını kurtaracak bir operasyon geçirmek üzere, tekerlekli sandalye eşliğinde ameliyathaneye götürülür. Operasyonun ardından hırıldamadan yürümeyi başarabilen, kendi kendini iyileştirmek için bir bahçe yetiştiren ve tahtadan muhteşem sandalyeler yaparak onları boyayan yepyeni bir Stevie doğar.

Fakat hayatında değişen onca şeye rağmen, aynı kalan ufak birkaç detay vardır. Stevie’nin utangaçlığı, yakasını bırakmaya pek niyetli değildir. Bu nedenle, yakışıklı komşusuna duyduğu ilgiyi gizlemek zorundadır. İşler tıpkı onu küçük bir kızken yanına alan ailesinde olduğu gibi, çalışmakta olduğu hukuk bürosunda da yolunda gitmemektedir. Üstelik bir zamanlar en iyi arkadaşı olan kişi, verdiği kilolar yüzünden kendisine farklı davranmaya başlamıştır.

Stevie’nin yeni hayatında karşılaştığı en zorlu mücadele kendisini tanımayı öğrenmek olacaktır. Kendisinin aslında kim olduğu, kim olmak istediği ve eski Stevie’nin bu günlere nasıl geldiği hakkında şaşırtıcı cevaplarla karşılaşmaya başlayacağı bu içten ve eğlenceli yolculuk sizleri bekliyor.

Kitap Tiryakileri ile Blog Turumuzun bugün itibari ile sonuna gelmiş bulunmaktayız. 1  Aralık'ta yayınlanacak olan dergimizde yazarımızla ilgili, Ephesus Yayınlarıyla ilgili ve bizi bekleyen sürprizlerle ilgili yine karşınızda olacağız. Yeni bir blog turunda görüşmek dileğiyle...

Yorumum

Stevie Barrett’in annesi Helen şizofrendir ve durmadan tuhaf sesler duyup, saçma sapan hareketler yapmaktadır. Hatta Stevie’nin kardeşini ve kendisini de öldürmüş ve Stevie’yi de öldürmeye çalışmıştır. Bu olaydan sonra Stevie kendini yemek yemeye verir ve bu baskıların üzerine kötü muamele gösteren eniştesinin evinde yaşamaya zorlanması da yeme isteğini arttırır. Bu durum bir gün kalp krizi geçirip kötü evliliğini de bitirmesiyle son bulur ama bu sefer de eski günlere dönmeye, annesiyle olanları hatırlamaya başlar ve kardeşini kurtaramadığı içinde pişmanlık duymaya başlar.
Ama Stevie kararlıdır. Midesini taktırdığı kelepçe ve geçirdiği ameliyatlara karşılık azminden hiçbir şey kaybetmeyecek ve kendini Sandalye yapımına ve bahçe dizaynına verecektir. Bir de aşık olduğu komşusu Jake var tabi…

 Kitabın konusu 200.sayfadan sonra anlaşılıyor ve asıl hikâye bana göre oradan başlıyor. Romanın karakterlerinin gerçekten eğlenceli ve bazen küfürlü ve bazen de genç-yetişkin esprileriyle sizi güldürmeyi başarması da ayrı bir eğlence…Roman da sevemediğim hususlar ise;

 *Dini öğelerin (Tanrı’nın ve Peygamberlerinin) alay konusu olması.
*Stevie kardeşi Sunshine’nın ölüm şekillerinin rüyalarında farklı farklı görürken saçmalanması.
*Stevie’nin yaptığı sandalyelerin abartılığı. Biz bir testere okuyoruz dalı kesen ama sonra ne hikmetse… (Spoiler vermemek istediğim için yazmayacağım.)

 Genel olarak bakacak olursak ama kitabı gerçekten tavsiye ederim. Şizofren bir anne ile yaşayan Stevie beni gerçekten çok etkiledi. Çevremde veya akrabalarımdan biri böyle olsaydı ne olurdu diye gerçekten düşünüp hayatımı sorguladım.
Rabbim böyle bir yaşamı kimseye layık görmez inşallah. Âmin!

Lütfen yorumlarınızı bizden esirgemeyin...

Puanlama:

İşte bize ulaşabileceğiniz Sosyal Ağlarımız ve iletişim Adreslerimiz:

E-mail Adresimiz: kitaptiryakilerii@gmail.com
Facebook Adresimiz: facebook.com/tiryakikitap
Twitter Adresimiz: twitter.com/tiryakikitap

Ephesus Yayınları'na Katkılarından Dolayı Teşekkür Ederiz.


2.El Olarak Edindiğim Ganimetlerim...

3 Gündür o kadar mutluyum ki anlatamam. Belki biraz sonra yazımı okuduktan sonra Salak da diyebilirsiniz ama ben yine de mutluyum. Nedeni de yaptığım kitap takası ve gerçekten takas yaptığım yerin sahibinin de kitaplara ve okuyucusuna değer vermesi. Hayatımda ilk defa gerçekten böyle bir sahafla tanıştım. Eskiden 15-20 kitap götürüp 3 kitap ile ayrıldığım sahaflar ve sonrasındaki pişmanlıklarımda oldu ama bu son gittiğim İstanbul-Avcılar'da İDA Kitapevi'nin hemen alt katında bulunan sahaf bana ve kitaplarıma gerçekten hakkıyla değer verdi.
En başından anlatayım en iyisi. Merak etmeyin kısa sürecek. ^_^

32.İstanbul Tüyap Kitap Fuarı'nın son gününde elimde sadece 20TL vardı ve bununla Aspendos Yayınları'ndan çıkan "Seraphine" kitabını %50 indirimle almak için Tüyap'a gitmek istiyordum. Düşününce yol parasıyla kitabın aynı fiyata geleceğini fark ettim ve o 20TL'yi ikinci el kitap takası satan ve takas yapan sahafa götürüp 20 Adet kitabımı takas etmek istedim. Sahafın sahibi bana seç-al dedi ama daha önceden böyle deyip birde seçtikten sonra üç kitap verip artı üzerine para isteyen bir düzenbaz sahafçıyla karşılaştığımdan dolayı önce pazarlık yapmak istedim. Sahafçı yine de galip geldi ama.

Bende seçtikçe seçtim ve buruk bir şekilde sahafçıya "Eee, şimdi bunların içinden ne kadar alabilirim?"dedim.
Sahafçı: "Tamam. istersen başka da alabilirsin!" demedi mi ben neye uğradığıma şaşırdım. Pişmiş kelle gibi sırıttım ve gözüm birkaç kitapta kaldı halde gidip başka kitap almadım.
Sagolsun sahafçı da bana kitabı yeni Papillon Yayanları'ndan çıkmış olan Ergun Tezcan'ın kitabını hediye etti. Toplamda her iki kitaba bir kitap almış oldum yani. Daha fazla uzatmasam mı ne? Kısa keseceğim dedim ama kesemedim ne yapayım?

İşte Kitaplarım, Okudukça Yorumları Gelecek:






Cnbc-e'de Bu Ay...

Blogumu düzenli olarak takip ediyorsanız eğer;Haziran ayından beri düzenli olarak Cnbc-e Dergisi aldığımı da biliyorsunuz demektir. Biliyorum bir çoğunuz bunun yerine bir kitapsever olarak git "Notos Dergisi" veya "Roman Kahramanları Dergisi" alsana diyebilirsiniz ama ben Cnbc-e dergisini gerçekten çok seviyorum. Bunun nedeni de yanındaki "Film" ekinde flimleşmiş romanlar varsa onlara öncülük tanınması. Bu ayda üç yenı flimleşmiş roman vizyona giriyor. Beraber inceleyelim mi ne dersiniz?


~Thor: Karanlık Dünya~
Vizyona çoktan girmiş olan ve muhtemelen şu anlarda yerini başka bir filme bırakmış olan "Thor: Karanlık Dünya" filmi, beklenenin aksine serinin birinci filminin devamı olarak değilde birinci filmden sonra ki Avengers/Yenilmezler filminden sonrasını ele alıyor. Bakalım Thor bu sefer sevdiğiyle mutluluğa kavuşabilecek mi?

~Açlık Oyunları 2: Ateşi Yakalamak~

Açlık Oyunları Serisinin 2.filmi de bu ay  vizyona girecek bir diğer yapım. Serinin ikinci kitabıyla aynı adı taşıyan "Ateşi Yakalamak" en çok beklenen yapımlardan. 22 Kasım'da vizyona girecek filmin son kitap uyarlaması olacak "Alaycı Kuş" filmi de ikiye bölünecekmiş. Açıkçası senaristlerde son kitabın konusunu beğenmemiş olacak ki böyle bir yönteme başvurarak sinema izleyicisini kaybetmemeye odaklanmış olmalı.

Cnbc-e Dergisi aynı zamanda 2014 ve sonrasında beyazperde de göreceğiz dört kitabı da ele almış. Buna göre;

*Fallen / Düşüş ~Lauren Kate: 2014'te gösterime girecek,
*The Maze Runner ~ James Dashner: 2014'te vizyona girecek,
*Vampire Academy ~ Richelle Mead: 2014'te vizyona girecek,
*The Forest of Hands and Teeth ~ Carrie Ryan: Kesin bir tarih yok.

~Ender's Game - Ender Oyunları~
Bu ay vizyona girecek bir diğer uyarlama. 8 Kasım'da vizyona girmiş olan Ender's Game, benim fragmanını beğendiğim ama kitaplarını okumayı planlamadığım bir serinin ilk filmi. Resimdeki sağ taraftaki kutucuğun içinde serinin tüm kitapları yer alıyor. Bilim-kurgu türündeki film bakalım beklediği ilgiyi görecek mi?



Bu Kapağa Bayıldım #30



Bu kitap kapaklarına bakıp da bu kitap alınmaz mı? Hele "Indigo" kitabının kapağına hayran kaldım. Bu arada "The Water Witch" serinin ikinci kitabıymış.


Kitap Tiryakileri 1. Blog Turu 1.Gün: Şans Bilekliği "Tanıtım Yazısı ve Tanıtım Videosu"

Kitabın Adı: Şans Bilekliği
Orijinal Adı: Such A Pretty Face
Yazarı: Cathy Lamb
Çeviren: Deniz Beril Bacaklılar
Yayın Evi: Ephesus Yayınları
Sayfa Sayısı: 437
Tür:  Dram, Aşk, Genç-Yetişkin, Komedi

        Tanıtım Yazısı

Uzun zamandır obeziteyle mücadele eden Stevie Barrett, neredeyse hayatını kurtaracak bir operasyon geçirmek üzere, tekerlekli sandalye eşliğinde ameliyathaneye götürülür. Operasyonun ardından hırıldamadan yürümeyi başarabilen, kendi kendini iyileştirmek için bir bahçe yetiştiren ve tahtadan muhteşem sandalyeler yaparak onları boyayan yepyeni bir Stevie doğar.

 Fakat hayatında değişen onca şeye rağmen, aynı kalan ufak birkaç detay vardır. Stevie’nin utangaçlığı, yakasını bırakmaya pek niyetli değildir. Bu nedenle, yakışıklı komşusuna duyduğu ilgiyi gizlemek zorundadır. İşler tıpkı onu küçük bir kızken yanına alan ailesinde olduğu gibi, çalışmakta olduğu hukuk bürosunda da yolunda gitmemektedir. Üstelik bir zamanlar en iyi arkadaşı olan kişi, verdiği kilolar yüzünden kendisine farklı davranmaya başlamıştır.

 Stevie’nin yeni hayatında karşılaştığı en zorlu mücadele kendisini tanımayı öğrenmek olacaktır. Kendisinin aslında kim olduğu, kim olmak istediği ve eski Stevie’nin bu günlere nasıl geldiği hakkında şaşırtıcı cevaplarla karşılaşmaya başlayacağı bu içten ve eğlenceli yolculuk sizleri bekliyor.
~~Tanıtım Videosu~~


Kitap Tiryakileri ile Blog Turları olarak yazımızı okuduğunuz için teşekkür ederiz. Lütfen ilk blog turumuzun ilk gününde bizi yalnız bırakmayın. "Kitap Tiryakileri Hakkında Neler Düşünüyorsunuz?" bize yazın ki bizde dergimize yazalım değil mi?

Kitap Tiryakileri olarak yarın da Kanalizasyon Balığı blogunun sahibesi Cessie'ye konuğuz. Cessie sizlere "Şans Bilekekliği" kitabından alıntılar sunacak. Bizi yalnız bırakmayın olur mu? ^_^ Yarın Görüşmek Dileğiyle...

İşte bize ulaşabileceğiniz Sosyal Ağlarımız ve iletişim Adreslerimiz:

E-mail Adresimiz: kitaptiryakilerii@gmail.com
Facebook Adresimiz: facebook.com/tiryakikitap
Twitter Adresimiz: twitter.com/tiryakikitap

~~Tur Takvimimiz~~

Ephesus Yayınları'na Katkılarından Dolayı Teşekkür Ederiz.


Hayat Tarih Gazetesi ~ 10 Kasım Sabahı

Şüphesiz ki fazla bir okurun elinde bulunmayan Hayat Tarih Gazetesine sahibim. Bu Gazete'den daha eski bir kaynağım; maalesef güvendiğim biri tarafından çalındığı ve hiçbir şekilde elime ulaşamadığı için çok üzgünüm. Bu yüzden acımı biraz bastırıp Bugün sizlere Hayat Tarih Gazetesi ve 10 Kasım Sabahından bahsedeceğim.

Hayat Tarih Gazetesi, insanlığın varoluşundan Kore Harbine kadar olan dönemi ele alan gazetelerinin derlemesini kitap olarak yayımlamış bulunmaktadır ve bu gazete Türkiye Türkçesine çevrilerek ve içeriğine Türkiye'nin ve Osmanlı Devleti'nin bilgileri de eklenerek yayımlanmıştır.

İşte Görsellerle o kitap ve 10 Kasım sabahı Atamızı uğurlarken...


Hayat Tarih Gazetesi Ön Kapağı

 Hayat Tarih Gazetesi Konuları

 Hayat Tarih Gazetesi İç Kapağı

 Hayat Tarih Gazetesi'nin Asıl Kaynağı

 Hayat Tarih Gazetesi İlk Sayfa

 Hayat Tarih Gazetesi Son Sayfa

 Ulu Önderimiz M.Kemal Atatürk'ün vefatını duyuran bir sayfa ve on binler....

 Ulu önderimizin vefatını duyup ağlayan vatandaşlar...

Ulu Önderimizin naaşı Türk Askerinin omuzlarında on binlerin hatta yüz binlerin arasından defnedilmeye götürülüyor.

Atamızı unutmadık, unutmayacağız...
1881 ~ 1938


"Kara Gemi'den Dehşet Hikayeleri"

Kitabın Adı: Kara Gemi’den Dehşet Hikâyeleri
Orijinal Adı: Tales Of Terror The Black Ship
Yazarı: Chris Priestley
Çeviren: Zarife Biliz
Yayın Evi: Tudem Yayınları
Sayfa Sayısı: 215
Tür:  Korku, Gerilim, Gizem

Tanıtım Yazısı:
Şanslı adamlar suya gömüldüler ve sonra…

Montague Amca’nın Dehşet Hikâyeleri’nden tanıdığımız Chris Priestley, serinin ikinci Kara Gemi’den Dehşet Hikâyeleri’yle yeniden karşınızda!

Sarp bir kayalığın tepesine kurulu Eski Han, okyanustan gelen bir fırtınayla tehlikeli bir biçimde dövülür. Ethan ve Cathy hastadır. Babaları doktor bulmaya gitmiştir… ama çocuklar uzun süre yalnız kalmazlar. Barınak arayan bir ziyaretçi rica ederek Eski Han’a girer ve böylelikle, dehşet hikâyelerine karşı garip bir merak duyan çocuklar, kendilerini memnun edecek son derece ürkütücü hikâyelere sahip bir denizcinin eşliğinde şiddetli fırtınaya katlanırlar.

Ama adamla ilgili bir şey Ethen’ı endişelendirir; o, fırtınanın dinmesi, babalarının geri dönmesi ve sona erecek uzun gece konusunda huzursuzdur.

Önünüzde uzanan, canhıraş dehşete karşı kendinizi hazırlayın.

Yorumum

Yine Chris Priestley ve yine bir Dehşet Hikâyesi. Dehşet Hikâyeleri Serisi’nin ikinci kitabı olan “Kara Gemi’den Dehşet Hikâyeleri” sizleri birbirinden korkunç ve dehşet dolu 11 hikâye ile karşılıyor. Şunu söylemeliyim ki “Doğa” adlı hikâye beni bile korkuttu.Kitabın konusuna gelirsek;

 Ethen,Cathy ve babaları Eski Han adını verdikleri bir dağın yamacındaki bir handa yaşamaktadır. Annelerinin ölümünden sonra babalarının tavırları değişmiş ve kendini içmeye vermiştir. Bu yüzden de hana hiçbir konuk gelmez. Bir gün Ethen ve Cathy çok hastalanır ve babaları da onlar için doktor bulmaya gider. Babaları evden ayrıldıktan sonra uyuyan çocuklar uyandıklarında iyileşmişlerdir ve babalarının dönmesini beklerler. Bu arada fırtına çıkmıştır ve Eski Han’ın kapısı da fırtınayla birlikte çalmaya başlamıştır. Gelen bir denizcidir ve fırtına dinene kadar handa dinlenmek istemektedir. Ethen onu istemeye istemeye de olsa içeri alır ama adamda tuhaf bir şeyler vardır. Ethen’ı tedirgin eden bir şeyler. Yalnız bu denizci Ethen ve Cathy’e birbirinden dehşet hikâyeler anlatacak kişidir.

 Gerçekten olağanüstü bu seriyi tüm kitapseverlere tavsiye ederim. Eminim hiç pişman olmayacak ve birbirinden dehşet saatler geçireceksiniz. Serinin 3.kitabı “Tünelin Ağzından Dehşet Hikâyeleri” adıyla yayınlanmış durumda şu anda.
Lütfen yorumlarınızı bizden esirgemeyin...

Puanlama:

Kitabın içeriğinden Bir Resim

İllüstrasyon tasarımcımızın Web Sitesi için BURAYA tıklayınız.


"Dracula" (Çizgi Roman)

Kitabın Adı: Dracula
Orijinal Adı: Dracula
Yazarı: Bram Stoker ~ Pascal Croci ~ Françoise-Sylvie Pauly
Çeviren: Elev Er
Yayın Evi: NTV Yayınları
Sayfa Sayısı: 158
Tür:  Korku, Gerilim, Araştırma, Çizgi Roman

Tanıtım Yazısı:
“EVİME HOŞGELDİNİZ!
KENDİ RIZANIZLA GİRİN İÇERİ,
GİRİN GİRİN, KAYGILANMAYIN
VE BİRAZ MUTLULUK BAĞIŞLAYIN BİZE,
GETİRDİKLERİNİZDEN BİRAZINI!”


Yorumum

Bu benim okuduğu ikinci çizgi romandı ve ilk çizgi romanımı gazete aracılığıyla almıştım ve adı da “Bizon Hırsızı”ydı. Bu çizgi romanı okurken çok umutluydum ve yine çizgi roman okuyacağım için mutluydum da ama hepsi yerle yeksan oldu. Bir çizgi romanda karakter varsa konuşma balonu olur, konuşma balonu varsa karakter olur ama bu çizgi romanda ne karakter varken doğru düzgün konuşma balonu var ne de konuşma balonu varken karakter var. Tam bir hüsran anlayacağınız benim için.
Tavsiye temek mi? Bırakın Allah Aşkına. Konusunu anlayana helal olsun diyorum yani…Allah’tan birkaç güzel söz var içerisinde. 

Alıntılar:

 *Barbarlık ülkesine ne şan girer ne de onur! (Sayfa 24) 

*Günah işlemek için ille de bir şey yapmak gerekmez, düşünmekte günaha sokar insanı… (Sayfa 53)
 

*Resimler kelimelere hizmet eder… (Sayfa 73)
 

*Ders aldığımız yenilgilerdir, başarılar değil! (Sayfa 140)


Lütfen yorumlarınızı bizden esirgemeyin...

Puanlama:

Ancak sonlara doğru görebileceğiniz bir diyalog ya da karakter-konuşma balonu sahnesi...