İç Sıkıntısı, İlk Kırgızca Tiyatrom, Dağ Gezisi

Çok Uzun bir aradan sonra tekrar MERHABALAR.
Maalesef, her ne kadar bizim dilimize yakın olsa da, yeni bir dil öğrenmek gerçekten çok zor. Şu anda bile pek çok hatam oluyor yazarken, ama 4 sınavımın ortalaması şu anda 81. Bu da iyi sayılmaz mı?

Yazamadığım bu dönemde blogum 4.yılını doldurdu. Ben Kırgızistan'da bulunduğum için herhangi bir çekiliş düzenleme fırsatı bulamadım, ama eğer bir aksilik olmazsa 8 Haziranda Türkiye'ye dönüş yapıyorum ve bu tarihten sonra da bir çekiliş düzenleyeceğimden emin olabilirsiniz. Çekilişimde daha önce de, sizlere sunmuş olduğum dekoratif bantlardan vermeyi planlıyorum. Ayrıca, sizinde Türkiye'de arayıp bulamadığınız bir kırtasiye ürünü varsa yorum yazabilirsiniz. Kim bilir belki burada vardır ve ben onu da, çekilişe ekleyebilirim.

Yazamadığım bu uzun dönemde İLK KIRGIZ TİYATROMU İZLEDİM. Adı: Manas'ın Oğlu "Semetey".



Bu zamana kadar hep Manas Destanı diye bize okullarda öğretilen en uzun destan olduğu ve Kırgız Destanı olduğu. Aslında bunlar doğru ama Manas Destanı aslında 3 ciltten oluşmakta ve ilk Kitapta Manas, ikinci kitapta oğlu Semetey ve üçüncü kitapta da, torunu Seytek anlatılmakta. Kırgızlarda Manas Destanı hala Manasçılar tarafından ezberden okunuyor. Okulumuz sayesinde bir manasçıyla tanışma fırsatım da oldu. Dediklerine göre, Manas Batır rüyalarına girip sen Manas oku diyormuş ve o kişi bazen hiç duymadığı veya okumadığı halde Manas Destanını ezberden okuyabiliyormuş.
Benim şu anda okuduğum kitap da Manas Destanı.

Kitap Kırgızca olduğu için açıkçası bilmediğim kelimelerden dolayı anlamak zor oluyor. Bu yüzden yavaş yavaş okuyorum ama mutluyum, umutluyum. Bitireceğim.

İLK DAĞ GEZİNTİMİ de dün gerçekleştirdim. Kırgızistan; dağlarıyla, ormanlarıyla, geleneksel evleriyle, gölleriyle gerçekten bazen beni büyülüyor.
İşte o geziden birkaç fotoğraf:













 

 Evet, günlerim böyle geçiyor. Bu arada çocuklar kendi aralarında "Emne üçün bular bizdi sürötkö tarttı?" diye konuşuyorlardı. Türkçe olarak; "Niçin bunlar bizim fotoğrafımızı çekti?" olduğunu anlamışsınızdır zannedersem. 

Bu arada burada birde NT mağazası buldum.


Post-itlerin tanesi: 60 som yani 2.25 TL.
Metal Ayraçların tanesi ise; 45 Som yani 2 TL.

Bilmiyorum ama ayraçlar metal olduğundan bana biraz fiyatı ucuz gibi geldi. Dilerseniz çekilişe bunlardan da ekleyebilirim.

Bu arada gezdiğim yerler olursa daha yine bu blogumda yazmayı planlıyorum. Ekstra bir blog açmam gerekecek aksi halde. Kitap temasına uygun olmayan yazılarım için şimdikten özür dilerim.

Başka bir yazımda görüşmek dileğiyle. Yorum yazmayı unutmayın lütfen!