"Böğürtlen Kışı"

Kitabın Adı: Böğürtlen Kışı
Orijinal Adı: Duygu Parsadan
Yazarı: Sarah Jio
Çeviren: Duygu Parsadan
Yayın Evi: Arkadya Yayınları
Sayfa Sayısı: 353
Tür:  Dram, Gizem

Tanıtım Yazısı:
Kalbinizin derinliklerine işlenen acıyı, tek kelimeyle nasıl dile getirirsiniz?

“Canım Daniel’ım,
Kaybolduğun gün dünyam sona erdi, canım oğlum. Seni her kim alıp götürdüyse, seninle birlikte kalbimi, hayatımı da çaldı. Ben senin gülümsediğini görmek, kahkahalarını duymak, mutluluğunu paylaşmak için yaşıyorum…”

Vera Ray 1933 yılının o karlı akşamında üç yaşındaki oğlu Daniel’ı son kez öptüğünü bilmiyordur. Her ne kadar oğlunu yalnız bırakma düşüncesinden nefret etse de hayatlarını devam ettirmek için çalışmak zorundadır. Tek avuntusu, gün ağardığında küçücük oğluna sarılacak olmasıdır. Ancak Vera döndüğünde karşılaştığı manzara, Daniel’ın boş yatağıdır. Bir de karlar içine gömülmüş olan oyuncak ayısı…

Seksen sene sonra Seattle yine mayıs ayında karlar altındadır. Köklü bir gazetede muhabir olan Claire Aldridge, bu doğaüstü olayı haber yapacaktır. Araştırmalarına devam eden Claire, küçük çocuğun bu zamana kadar sonuçlanmamış kaçırılma davasıyla karlılaşır. Evlat kaybetmenin ne demek olduğunu çok iyi bilen Claire, bu olayı çözmeye karar verir. Ancak çözdüğü her düğümün, onu Vera’yla olan bğlantısına yaklaştırdığından habersizdir…

Böğürtlen Kışı aşkı, umudu ve umutsuzluğu derinden anlatan muhteşem bir kitap. Bu öyküyü yüreklerinizden kolay kolay silip atamayacksınız.

Yorumum         

Yorumuma başlamadan önce kitabın adını açıklık getirmek istedim. Böğürtlen Kışı: Mevsimsiz yağan kar yağışı için kullanılan bir terim. Örneğin mayısta yağan kar.
Vera Ray, dul bir annedir ve 3 yaşındaki oğlu Daniel’ı büyütebilmek için bir otel de hizmetçilik yapmaktadır. Temizlik departmanını müdürü oğlu Daniel’ı yanında getirmesine izin vermediği için Vera, oğlunu bir tavernanın üzerinde yaşadığı evde bırakır. Geri döndüğünde ise kapı açıktır ve oğlu Daniel evde bulunmamaktadır. Ondan geriye kalan tek şey karlar arasındaki oyuncuk ayısı Max’tir.

Olaydan 80 yıl sonrası,
Gazeteci yazar Claire Aldridge, yine bir Mayıs ayı yağan mevsimsiz yağan Böğürtlen Kışı’nı araştırırken Vera ve kayıp oğlu Daniel hakkındaki bilgileri bulur. Kısa bir süre önce doğmamış çocuğunu kaybeden Claire bu olayı araştırmaya başlar. Sırlar gün yüzüne çıktıkça da aslında geçmişle ne kadar iç içe olduklarının farkına varacaktır.
Okuduğum ilk Sarah Jio kitabı olan “Böğürtlen Kışı” sizi etkisi altına alacak ve ne çabuk bitsin isteyeceksiniz, ne de okumaktan vazgeçebileceksiniz.
Lütfen yorumlarınızı bizden esirgemeyin...


Puanlama:


"Menekşe Kokulu Hikayeler"

Kitabın Adı: Menekşe Kokulu Hikayeler
Yazarı: Kolektif
Yayın Evi: Yakamoz Yayınları
Sayfa Sayısı: 391
Tür: Kişisel Gelişim, Romantik

Tanıtım Yazısı:
HAYATA BİR BARDAK ÇAY MOLASI

Sevinçlerini Sakın Erteleme
Her Yemekten Sonra Şükret
Biri Seni Kucakladığında ilk Bırakan Sen Olma…

Okurken içinizi huzurla dolduracak, yüreğinizi ısıtacak, iyilik, sevgi, dostluk ve mutluluğu dile getiren birbirinden güzel 69 adet hikayeden derlenen bu kitapla hayata bir mola verip kargaşadan sıkıntılardan uzaklaşacaksınız.

Yorumum         

Yakamoz Yayınları tarafından derlenen “Menekşe Kokulu Hikayeler” tam anlamıyla içinizi ısıtacak birbirinden harika 69 hikayeden oluşuyor. Bu hikayelerin çoğunu duymuşta olabilirsiniz, yeni duyuyor da olabilirsiniz ama bu hikayeler kitabın o harika menekşe ya da bana göre Hacı Şakir kokan kokusuyla gerçekten çok harika bir çekiciliğe sahip oluyor. Bence bergamotlu bir çay eşliğinde keyifle bir günde bitirebileceğiniz bir kitap. Kesinlikle tavsiye ederim.

Lütfen yorumlarınızı bizden esirgemeyin...


Puanlama:


"Ölüme 5 Kala"

Kitabın Adı: Ölüme 5 Kala
Orijinal Adı: The Dying Hours
Yazarı: Mark Billingham
Çeviren: Burak Şenel
Yayın Evi: Orkinos Yayınları
Sayfa Sayısı: 464
Tür:  Aksiyon- Macera, Polisiye

Tanıtım Yazısı:
   “Aslında bir ritmi var, şey gibi, adını siz getirin, ağaç kakn ya da ona benzer bir şey gibi. Tak tak tak…”

   Belki de “tik tik tik” tıpkı saat gibi… Ölüme götüren, usul usul yaklaşan bir ses. Terry Mercel’ın otuz yıllık öfkesine bedel olan seri cinayetler ve insanın kanını donduran soğukkanlılık… Her şey büyük planın bir parçası gibi ilerliyor.

   Ölüme 5 Kala romanıyla İngilter’nin sisli caddeleri, suç dolu mahalleleri ve cinayet sahneleri ile çözülmesi gereken bir bilmecenin tam içindesiniz…

“Mark Billingham’ım sevenleri, onun son romanı Ölüme Beş Kala ile hayal kırıklığına uğramayacaklar. Billingham, aklınızı başınızdan alacak korkunç ayrıntılara yer verir ve daha az güldürür; duygusal ve beceriksiz bir karakter olan Thorne’un hareketlerinde kendinizi bulacaksınız.”
-Daphne Wright, Book Oxygen-

“Polisiye geriliminse en önemli nokta karakterlerinin ve olayların mizahla birbirine bağlanmış olmasıdır. Ölüme 5 Kala tam öyle bir kitaptır.”
-Sunday Mirror, 19 Mayıs 2013

Yorumum     


Eski bir Baş Komiser olan Thorne yaptığı bir hata sonrası rütbesi düşürüldüğünde cinayet masasında çalışmaya başlar. Görev icabı yaşlı bir çiftin ölmüş olduğu bir eve gittiğinde tüm deliller bir intihar vakasını işaret etse de Thorne’a göre bu bir cinayet vakasıdır ve kendince delilleri de vardır. Kimse inanmasa da Thorne, gizli gizli bu durumu araştırmaya başar. Aslında yaşlı insanların şüpheli ölümleri ilk kez olmamaktadır.
Mark Billingham, esprili dili ile okuyucuları kendine bağlasa da gerekli tasvirleri yapmadığı için karakterleri karıştırabiliyorsunuz. Açıkçası polisiye kitaplardan pek haz etmem ama bu zamana kadar okuduğum polisiye kitaplar içerisinde en kötüsü buydu diyebilirim. Kurgu olarak güzel, işleyiş olarak kötü.
Lütfen yorumlarınızı bizden esirgemeyin...

Puanlama:


"Reis Bey"

Kitabın Adı: Reis Bey
Yazarı: Necip Fazıl
Yayın Evi: Ötüken Yayınları
Sayfa Sayısı: 176
Tür:  Tiyatro, Dram, Edebi

Yorumum                          

Reis Bey, Hâkim büyük savcısıdır ve verdiği kararlar konusunda çok katıdır. Bir gün bir genç karşısına getirilir ve annesini öldürmekle suçlanmaktadır. Genç ne kadar masum görünse de onu yine de ölüme mahkûm eder ve genç infaz edildiğinde gerçek hırsız yakalanır. Suçsuz birini ölüme mahkûm ettiğini öğrenen Reis Bey kendini içkiye verir, işinden istifa eder ve vicdanlı olmayı öğrenir.
 
Bu benim okumuş olduğum ikinci tiyatro metni olmasına rağmen gerçekten beni derinden etkileyen ve bir su gibi akıp giden kesinlikle tavsiye edebileceğim bir eser.
Lütfen yorumlarınızı bizden esirgemeyin...


Puanlama:


Bu Kapağa Bayıldım #31

Eski yazılarıma bakarken gözüme Tony Mouro'nun illüstrasyonları ilişti ve hemen sitesine bir göz atayım dedim. İşte oradan beğendiğim bir kitap kapağı.


Kitabın adı, "Neptune's Brood" ve Yazarı da; Charles Stross. Şimdi bu kitap zannedersem seri ama pek emin değilim ama yani Türkiye'de ciltli olarak Hardcover bir halde kitaplaşsa okunmaz mı?

Bu arada kitap kapağını tasarlayan Tony Mauro'nun sitesine BURADAN ulaşabilirsiniz.


Kitap Kardeşleri ile Blog Turu 1.Blog Turu 4.Gün || Beynimdeki Yangın "Yorum"


Kitabın Adı: Beynimdeki Yangın
Orijinal Adı: Brain on Fire
Yazarı: Susannah Cahalan
Çeviren: Anıl Ceren Altunknat
Yayın Evi: Yabancı Yayınları
Sayfa Sayısı: 369
Tür:  Dünya Günlük/Anı

Tanıtım Yazısı:
“Unutmanın varlığı asla kanıtlanmamıştır. Tek bildiğimiz, bazı şeylerin itediğimiz zaman aklımıza gelmediğidir.”
-Friendrich Nietzsche

Dünyada nadir görülen ve tanı koymanın çok zor olduğu bir hastalıkla savaşan gazeteci Susannah Cahalan, Beynimdeki Yangın’da kendi öyküsünü kaleme alıyor. Delirmenin ve unutmanın yaşamında boşluklar oluşturduğu Cahalan, bu boşluğu doldurmak için okurlarla birlikte geçmişinin peşine düşüyor.

“Başlangıçta yalnızca karanlık ve sessizlik vardı. ‘Gözlerim açık mı? Merhaba?’
Ağzımı mı oynatıyorum ya da bu soruyu yöneltecek biri mi var, emin olamıyorum. Hiçbir şey göremeyeceğim kadar karanlık. Gözlerimi kırpıyorum, bir kez daha kırpıyorum ve bir kez daha. Karın boşluğumda kötü bir şey olacağına dair bir his var. Bilmiyorum.”

Yorumum


New York Post’ta gazetecilik ve sunuculuk yapan Susannah Cahalan, bir gün uyandığında kolunda ısırık fark eder ve bunların tahtakurusu ısırığı olduğunu düşünür ve böcek ilaçlamacı her ne kadar evinde hiçbir haşerenin ve tahtakurusunun bulunmadığını söylese de evi ilaçlatır. Ne olursa da bu ısırık izlerinden sonra olur. Basit bir ısırık ve ardından meydana gelen basit grip belirtileri aslında altındaki şizofrenik boyuttu saklamaktadır.
Olağanüstü bir akıcılığı olan ve tamamen yazarımızın hayatını okuduğumuz eserimiz gerçekten sizi kendine bağlıyor ve elinizden bırakmak istemiyorsunuz. Herkesin, özellikle de umuda inanmak gerektiğine inananların okuması gereken bir kitap. Kitabı okurken yazarın hayatını okumuyor da sanki bir kurgu roman okuyormuş hissiyatına kapılmanız ama yazarımızın belgelerle kendi hayat hikâyesini anlattığını kanıtlaması da ayrı bir güzellik.
Kesinlikle tüm okurlarıma tavsiye edebileceğim kitaplardan biri olduğunu söylemeliyim.
Lütfen yorumlarınızı bizden esirgemeyin...


Puanlama:


Kitap Kardeşleri ile Blog Turu - 1.Blog Turu 2. Gün || Beynimdeki Yangın "Alıntılar"

Yepyeni bir blog turundan merhabalar,
Bildiğiniz üzere bir önceki blog yazımda yepyeni bir blog turuna başladığımızdan bahsetmiştim ve en nihayetinde o blog turumuz dün Kitap Prensesi'nin Tanıtım ve Ön Okuması ve Kitap Kurdu Böjük'ün Yorumuyla başladı. Tur dahilinde de ben size kitaptan alıntılar sunarken bugün kitabımızı yorumlayacak arkadaşımız ise Okuma Köşem. Evet ben lafı fazla uzatmadan en iyisi mi alıntılarıma geçeyim.






Bu arada bu kitaba sahip olacak 2 şanslı kişiden biri olmak isterseniz çekilişimize katılmayı unutmayın. Çekilişimize BURADAN Katılabilirsiniz.

Tur Takvimimiz ise Şöyle:

26.03 | Kitap Prensesi– Ön Okuma
26.03 | Kitap Kurdu Böjük - Yorum
27.03 | Colored Books – Alıntılar

27.03 | Okuma Köşem - Yorum
28.03 | Kitap Kurdu Böjük – Yazarla Söyleşi
28.03 | Kitap Prensesi – Yorum
29.03 | Sanat Nehri - Karakter Analizi
29.03 | Colored Books- Yorum
30.03 | Okuma Köşem - Yazarımızı Tanıyalım
30.03 | Sanat Nehri-Yorum


Yepyeni Bir Blog Turu ~ Yepyeni Bir Blog Turu Ekibi: Kitap Kardeşleri


Herkese Merhabalar,
Beş kafadar kitap kardeşinin bir araya geldiği, Kitap Kardeşleri ile yepyeni bir Blog Turuna var mısın?

"Kitap Kardeşleri ile Blog Turları" adında yepyeni bir blog turu oluşturduk.

Bizlerde sizin gibi okuyucularız, taleplerinizi biliyoruz ve en güzel şekilde yerine getireceğimize inanıyoruz.

Sürprizlerimizden bazıları Facebook sayfamızda başladı bile, siz de katılmaya ne dersiniz?

İlk turumuz çok yakında müthiş sürprizleriyle birlikte sizlerle olacak. Takipte kalın !

Diğer Ekip Üyelerimizin bloglarına göz atmak isterseniz:



MİM: Sevdiğimiz Blogları Tanıtalım ve Kaynaşalım

Sevgili Geveze Kitap Kurdu Beni mimlemiş. Eee, böyle güzel bir mime de cevap vermezsek olmazdı değil mi? İşte severek takip ettiğim bir kaç blog.
Image Map

Lütfen kimse adım yok deyip kırılıp darılmasın. Unutmayın ki beni blogumun bir köşesinde (Takip Ettiğim Bloglar Köşesi) sizin reklamlarınız hep bulunmakta.


Geçen Hafta - Yeni Hafta - Yeni Kitaplar

Yepyeni bir haftanın ikinci güneşli gününden merhabalar.
İstanbul'da tam bir haftası yaşanırken bende sizlere geçen hafta olanları anlatayım istedim. Başlıktan da anlayacağınız üzere bir türlü doymak bilmeyen kitap iştahıma yeni kitaplar alarak son vermeye çalıştım.

İlk önce iş arkadaşıma Ötüken Yayınları 50.Yıllarını kutlamaları şerefiyle 1000. yayınlamış oldukları ve Necip Fazıl'ın yazmış olduğu "Reis Bey" tiyatrosunun kitabını göndermişler. Tabi arkadaşım facebooktan böyle bir uygulamaya katılmış ama kendisi hatırlayamıyor ama. Bu kitabı ister misin dediğin de de çok sevindim. Şu an elimdeki okuduğum kitap bittiği için buna başlayabilirim sanırım.

 Bu da kitapla birlikte gelen mektup. Ayrıca yanında birde yayın katalogları vardı.

Arkadaşlarıma göre neye elimi atsam kurutuyorum. Acaba öyle miyim? Her ay düzenli olarak aldığım CNBC-e Dergisi bu ay yayın yapmadı. Sanırım dergi kapandı. Bende bu yüzden ikinci olarak takip ettiğim "Sabit Fikir" Dergisine sardım. Umarım bunu da kurutmam.


Bu ay dergimizde bu sayfayı takip etmelisiniz:


Resimden okuyamayanlar için başlıklar halinde yazayım ben en iyisi:

-Seri Halinde Uzun Uzun Satanlar
-Zirveyi Bırakmayan Beşler
-50 milyondan 100 milyona koşanlar
-Türkiye de hep satanlar :

   *Aylak Adam - Yusuf Atılgan
   *Kürk Mantolu Madonna - Sabahattin Ali
   *İnce Memed - Yaşar Kemal
   *Tutunamayanlar -  Oğuz Atay

Ve yeni çıkanlardan edindiğim iki kitap var. Bunları da ablamın Multinet kartının çeşitli alışveriş merkezlerinde geçmesine ve bu alışveriş merkezlerinde kitap olmasına borçluyum. Ayrıca bu kitaplar 9,90 TL.

İşte Kitaplarım:

Çalıştığım D&R şubesinde en azından Yeni Çıkanlar rafının önünde 10 kere geçmeme neden olan kitap. Neden mi? Kitap gerçekten çok güzel kokulu sayfalara sahip ve klima hava üfledikçe bu kitabın kokusu etkisi altına alıyor. Bu arada kitabın orjinal fiyatı 15 TL.

İşte sizlere daha önce yeni çıkanlar arasında kapağına bayıldığımı söylediğim kitap. Konusu da çok hoşuma giden kitabı almazsam olmazdı değil mi? Kitabın orjinal fiyatı bu arada 19 TL. Yani %55 indirimli aldım.

Evet bir hafta böyle geçmiş. Sizler neler yaptınız yazmayı unutmayın sakın. Bu arada teşekkür etmem gereken biri var ve ayrıca bir de duyurum.

Sevgili Geveze Kitap Kurdu, sevilesi ve takip edilesi bloglar arasında göstermiş ki kendisine bu hususta çok ama çok teşekkür ederim. Bu aynı zamanda bir mim ki bende en kısa zamanda kendi listemi oluşturacağım.

Bir diğer duyurum ise artık Kitap Tiryakileri ile Blog Turunun dışında bir de Kitap Kardeşleri ile Blog Turuna dahil oldum. Bu hususta bize destek vermenizi ve Facebook sayfamıza üye olmanızı tavsiye ediyorum.


"Cellat"

Kitabın Adı: Cellat
Yazarı: Cihan Erdem
Yayın Evi: Ephesus Yayınları
Sayfa Sayısı: 286
Tür:  Tarih, Bilimkurgu,Macera, Gizem

Tanıtım Yazısı:
İnsan ırkının gelmiş geçmiş en iri ve ürkütücü bedenine sahip, sadece öldürmeyi arzulayan dilsiz bir cellât.
Basit bir cümle ile anlatılamayacak kadar üstün zekâya sahip cesur bir asker, adil bir sultan ve gerçek bir kahraman; Yavuz Sultan Selim.
Kutsal kitap gibi taşıdığı Cellât’ı okuyarak insan öldürme cesareti bulmaya çalışan esrarengiz bir adam.
Üzerinde yaşayan insanların olağanüstü bir zihinsel düzeye eriştiği, dünya teknolojisini yönlendiren bir Ada.
Tarih ile geleceği bütünleştiren, gizemli kapıları ardına kadar açan bir kitap.
* * *
Düşündüğü tek şey cellât olmaktı ve bunu başarmalıydı. Eğer başaramazsa bile en azından
birini öldürerek bu duyguyu tatmalıydı. Kana susamışlığı ve öldürmeyi bu denli arzulaması, belki
iğrenç, insani olmayan ve canice bir durumdu ama bazen kendine kızdığı zamanlar da oluyordu.
Özellikle masum bir çocuğu ya da eceliyle ölmek üzere olan bir yaşlıyı öldürmek istediği
zamanlar…
Fakat bu duygular daha fazla sorgulama yapmasına ve bir şeyleri değiştirme gayreti içine
girmesine yetmiyor, derinden yaşadığı kin ve nefreti bastıramıyordu.

Yorumum
Olağanüstü bir maceraya atılmaya var mısınız?
Cihan Erdem, “Cellat” ile sizleri geçmişe, bugüne ve geleceğe götürüyor. İsa’nın gözünden ve Kahraman Bakış Açısıyla yazılan eserimizde bir anda bir Sağır ve dilsiz bir Cellât olan Dev İsa’nın gözünden Yavuz Sultan Selim’in taht kavgasına ve iktidarına şahit olurken, bugün de ise sevgilisi tarafından terk edilen bir sevgili katili olmaya çalışıyoruz. Gelecekte ise biz artık…
 
Olağanüstü ve çok yönlü kurgusu ile Cihan Erdem sizi adeta Hollywood sinemasına ışınlıyor.Benim en çok sevdiğim Yavuz Sultan Selim dönemini anlatan kısım ise gerçekten her övgüyü hak eden bir kısım.
 
Bu güzel eser için Sevgili Cihan Erdem’e ve Epsesus Yayınları ailesine teşekkürlerimi sunarım.
Lütfen yorumlarınızı bizden esirgemeyin...


Puanlama:


"#diren AŞK"

Kitabın Adı: #diren AŞK
Yazarı: Ali Bolat
Yayın Evi: Yabancı Yayınları
Sayfa Sayısı: 406
Tür:  Aşk, Dram, Gençlik

Tanıtım Yazısı:
Geçmişle barışmadan ‘AŞK’ için savaşamazsın! 
Aslı kocasından boşanmış, ölü bir bebek doğurduğu için ciddi psikolojik sorunlar yaşamış, doğup büyüdüğü şehir ve geçmişiyle travmatik bir ilişkisi olan bir kadındır. En yakın arkadaşı Sibel’in on dokuz yaşındaki oğlu Cem, geçici bir süre Aslı’nın yanında kalacaktır. Tam bu esnada ülkeyi sarsmaya başlayan isyanlar Aslı’nın hayatını da etkiler. Cem’i korumak adına kendini olayların içine atan Aslı, hem kendi gençliğini hatırlar, hem de yepyeni bir nesille tanışıp bir dönüşüm yaşamaya başlar. Kalbini Gezi Parkı olayları sırasında tanıştığı ve kendinden on iki yaş küçük Ufuk’a kaptırınca durum iyice karışır, çünkü Ufuk da Aslı’yla aynı şehirde doğup büyümüştür. Ufuk, Aslı’yı Mersin’e davet ettiğinde Aslı’nın dünyası altüst olur. Travmatik geçmiş, âşık olunan adamın siluetinde bir bombaya dönüşür, çünkü Aslı'nın geçmişinde yüzleşmekten kaçındığı sırlar vardır. Aslı aşkın gücüyle çıktığı bu yolculukta geçmişini yenip yepyeni bir hayata merhaba diyebilecek midir, yoksa kendi içine daha fazla kapanıp aşkı yok mu sayacaktır?

Yorumum

Öncelikle yorumum çok geciktiği için özür dilerim.
Ali Bolat’ın kaleme almış olduğu #diren AŞK kitabında kendimizi Aslı’nın gözlerinde gezi olaylarına bakarken buluyoruz. Aslı’yı evladını korurcasına koruduğu Cem ve aşık olacağı kişi, yani Ufukla tanıyoruz.
Genel yorumama gelecek olursak Gezi Olaylarını anlatan kitaplar ile her gün kitap rafında karşılaştığım için beni açıkçası biraz… hım… ne desem ki? Sıktı açıkçası. Birde açıkçası bir erkek yazarın kadın bir karakteri ele alırken kendini onun yerine koyma taraftarıyım ama maalesef yine bu durum da yazarımız kendini karakterle birleştirdiği için haliyle kadın karakter duygusunu alamıyoruz. Son olumsuz yorumum ise Ufuk ile Aslı arasındaki aşkı da pek etkileyici bulamadım. Bana aralarında bir tutku olduğunu hissettiremediler. Daha çok anne – oğul ilişkisi gibi geldi bana. Keşke Aslı erken yaşta evlenmiş-boşanmış olsaydı ama Ufuk ile aynı yaşta olup bize gençliğini hissettirseydi.
Lütfen yorumlarınızı bizden esirgemeyin...


Puanlama:


2.Yıl Kitap Şenliğimin Sonuçları

Değerli blog dostlarım,
Öncelikle çekiliş sonucumu beklenenden 1 hafta sonra yayınlayıp sizi bekleyişte bıraktığım için özür dilerim. Laptop'umun bağlantı (Şarj) kablosunda meydana gelen bir hatadan dolayı sizi böyle bir bekleyiş içine sokmuş bulunmaktayım. Neyse daha fazla uzatmadan çekiliş sonuçlarımı açıklamak isterim.

Çekilişimi kura yolu ile yapmış bulunmaktayım.

İzleyici sayım 300'ü geçtiği için 2 kişiye 2'şer kitap gönderiminde bulunacağım. İlk kitap setim olan "Yürüyen Ölüler: İsyan" ve "Boş Koltuk" kitaplarını kazanan kişi:


Ve yedek olarak 42 saat içerisinde bu arkadaşımıza ulaşamazsam. Kazanan,

olacak.

Evet, gelelim diğer setim olan "Hale" ve "Onlarla Birlikte" kitabını kazanan taliflimiz ve yedek arkadaşımıza. Kazanan Kişi:


Yedek talihlimiz ise;


Katılan katılmayan herkese teşekkür ederim. Tebrikler "Fatmaa" ve "Nuray Durmuş".

48 Saat içerisinde bilgilerinizi orsselim@gmail.com adresine bekliyorum. Aksi taktirde hakkınız yedek talihlimizin eline geçecektir.