Bu Kapağa Bayıldım #35



İlk kapak resmindeki kitap sizce se Pegasus'luk durmuyor mu?


MİM: Ya Öyle Olsaydı?



~Ya Öyle Olsaydı?~

Sevgili Orta Boy Popcorn beni yaklaşık 1 ay önce neredeyse mimlemişti ama işlerimin yoğunluğu yüzünden maalesef sizlere bugün o mimi sunmak zorunda kalıyorum. Bu gecikme yüzünden hem Orta Boy Popcorn bloğunun sahibesinden özür diliyorum hem de beni mimlediği için teşekkür ediyorum.
Yalnız!... biz kitap severler bu kadar mı delirtilir demeden de duramıyorum.
İşte o melun sorular ve bendenizin cevapları.

1)Ömrünüzün sonuna dek tek bir yazar okuyabilecek olsaydınız, bu kim olurdu?
---Bu soru benim için çok ama çok zor. Düşünüyorum düşünüyorum aklıma pek bir yazar gelmiyor ama sanırım “Barış Müstecaplıoğlu” derim. Kendisi bana göre fantazyanın en iyi temsilcilerinden. Yabancı bir yazarı seçecek olsaydım da herhalde bana adadan çıkış yolu yaratabilecek ve maceraya sürükleyecek kişiyi, yani “Narnia Günlükleri”nin yazarı “C. S. Lewis”i seçerdim.

2)Issız bir adaya gidecek ve yanınızda üç kitap alabilecek olsaydınız, bu üç kitap hangileri olurdu?
---Eskiden 3 arkadaş seçerdik bu ne şimdi ya?
Düşünelim bakalım. Akıllılık yapıp ilk önce “Tek Ciltli Yüzüklerin Efendisi” kitabını alayım. ^_^
İkincisi… Durun hayla düşünüyorum. Hımm… Sanırım “The 100” kitabı. Kütüphanemde bana göz kırpıp duruyor ve  bende; “sıranı bekle” diyorum tabi.
Üçüncüsü… Sonunda. Sarah Jio’nun “Gündüz Sefası”. Aynı şekilde kütüphanemden bana göz kırpıyor.

3)Bundan sonraki hayatınızı bir kitap karakteri olarak yaşayacak olsaydınız –birebir aynı şekilde- hangi karakterin yerine geçmek isterdiniz?
---Aklıma kendimi özdeşleştirebileceğim bir karakter gelmiyor. Aslında geliyor gibi ama unuttum. Barış Müstecaplıoğlu’nun “Korkak ve Canavar” kitabında yer alan sevimli, tüylü, minik ve bir o kadar da cesur bir yaratık vardı. Adı neydi ya?... Hayla bulamadım. Hee… İnternetten buldum şimdi. “LİDDEK”…


4)Kitaplardaki üç kadın ve üç erkek karakteri, başka kitaplardaki karakter ile değiştirseydiniz… Seçimleriniz nasıl olurdu?
---Hayatımın en zor sorusu bu herhalde, ÖSYS bile bunun yanında çocuk oyuncağı kalır ya…
İşte o şanslı / şanssız “3 Kızımız”;
Katniss Everdeen - Açlık Oyunları  Serisi ~  Michelle Knight - Beni Bulun: Çünkü bu sizin hikayeniz olabilir…
Trish – Uyumsuz Serisi ~ Malala Yusufzay – Ben, Malala
Hermonie Granger – Harry Potter Serisi ~ Noujad Ali – Ben Noujad, 10 yaşında bir dulum

Sizin de gördüğünüz gibi ben karakterlerimin üçünü yaşanmışlıktan, üçünü ise hayali dünyadan seçtim. Nedeni mi?...
Katniss Everdeen, hayali kurguda /dünyada kaybolsa hiç değilse bir kez aranıp bulunmaya çalışılır ama Michelle Knight 11 yıl boyunca türlü işkencelere mazur kaldı ama onu ailesi de dahil hiç kimse aramadı.

Trish karakteri de gerçek hayattaki Malala gibi isyankar ama Malala gibi eğitim hakkını savunduğu için başından vurulmuyor.

Hermonie Granger’ın onu farklı kılan sihirleri vardı ama Noujad Ali’nin sihirleri ve fantastik dünyayı düşleyecek bir yaşamı asla olmadı. Onun hayatını farklı kılan tek şey kendinden 10 kat daha yaşlı bir kocası ve dramı olmasıydı.

Ve şimdi de Şanslı / Şanssız “3 Erkek” karakterimiz;
Albus Dambuldore – Lord Voldemort  --- Harry Potter Serisi
---Eğer Lord Voldemort okul müdürü olsaydı nasıl olurdu merak ediyorum. Tıslardı herhalde. ^_^
Aslında “Korkunç Bir Film” serisinin senaristleri bence buna da bir el atmalı.

Sirius Black – Snape  --- Harry Potter Serisi
Ve Snape Harry’nin vaftiz babası olsaydı aynı uyuzlukları sergiler miydi acaba?
“Derslerinini yaptın mı Harry?”
“Hayır efendim”
Patt… Bir kitap iner Harry’nin kafaya.

Peter Mellark – Açlık Oyunları ~ Barlas - Melekler Zamanı
Bence Fatma Erdek’in yazmış olduğu “Melekler Zamanı” kitabındaki kızımız Esin, Barlas’ın uyuzluklarından ziyade ilk anda aşkı hak ediyor. Hem Katniss ile Barlas’ın kafa yapısı da uyar gibi. (Esra Erol’daki evlilik yorumcularına benzedim.) Peter sen ve Esin birbirinize aitsiniz. Katniss’cim lütfen Barlas’ıda alıp git burdan.

5)Okuduğunuz kitaplardaki karakterlerden biri ile bir gün geçirme şansınız olsa, kimi seçerdiniz?
---Aman Allah’ım son soru. Hele şükür… Hermonie Granger… Bu arada hakkında yazdığım şeyler için özür dilerim Hermonie’cim.

Evet ben kimleri mimlesem bilemiyorum ama ortak eziyet paydası diyerekten… Şaka şaka… bu kadar eziyete kimseyi zorlayamam. Bu yazımı okuyan ve en azından sıkılmadan buraya kadar (sonuna kadar) gelen herkesi mimliyorum.

Son olarak da beni mimleyen sevgili Orta Boy Popcorn bloğuna sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. -Her ne kadar beni zorlayan sorular sorsa da. - Blog sahibesinin cevaplarına ise BURADAN ulaşabilirsiniz


"Göz (Carrie)"



Kitabın Adı: Göz
Özgün Adı: Carrie
Yazarı:  Stephen King
Çeviren: Esat Ören
Yayın Evi: Altın Kitaplar
Sayfa Sayısı: 239
Tür:  Korku – Gerilim, Fantastik

Tanıtım Yazısı:
STEPHEN KING’E ŞÖHRET YOLUNU AÇAN İLK KİTABI

Hor görüldü, taciz edildi, küçümsendi…

Sınıf arkadaşlarının bir ucube gibi gördüğü Carrie, tüm bu haksız muameleye sessizce katlandı… Ta ki, beklemediği bir anda acımasızca bir davranışa maruz kalana kadar.

O an yıllardır içinde sakladığı güç Carrie’nin en korkunç silahı haline geldi. Artık düşüncelerine gem vuramadığı bir intikam makinesine, korkunç bir silaha dönüşmüştü.

“Ürkütücü ve korkunç… bu romanı elinizden bırakamayacaksınız.”
-Chicago Tribune-

“Kanınızın donduğunu hissedeceksiniz…”
-New York Times-

“Tüyler ürpertici ve korku dolu!”
-Pittsburg Post Gazette-


Yorum

Carrie White, aşırı dinci bir annenin yanında yıllarca yaşamış ve bu yüzden da gerçek yaşamdan soyutlanmıştır. Bu durum onun arkadaşları tarafından hor görülmesine, aşağılanmasına ve tacize uğramasına yol açmıştır ama Carrie’nin hiçbir kimsenin hatta kendisinin bile bilmediği ciddi bir telekinezi gücü vardır. Bir süre bu güç onun intikam silahı olacaktır.

Okuduğum ilk Stephen King kitabı ama umarım son olmaz diyelim. Kitabı alma sebebim aslında film uyarlamasını izlemiş olmamdan kaynaklanmakta ama kitapdaki şu geçmişe dönüşler geleceğe gelişler beni biraz sıktı. Anlayacağınız Stephen Amca yine beni bunalttı.

Lütfen yorumlarınızı bizden esirgemeyin...


Puanlama:


"Harry Potter ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı"



Kitabın Adı: Harry Potter ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı
Özgün Adı: Harry Potter and the Order of the Phoenix
Yazarı:  J.K. Rowling
Çeviren: Sevin Okyay – Kutlukhan Kutlu
Yayın Evi: Y.K.Y. (Yapı Kredi Yayınları)
Sayfa Sayısı: 1114
Tür:  Fantastik Macera, Aksiyon

Tanıtım Yazısı:
Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu’ndaki beşinci yılında Harry, hayatını cehenneme çeviren sihirli/sihirsiz pek çok şeyle başa çıkmak zorunda: Yaz tatilini yanlarında harcadığı aptal akrabaları; beklenmedik bir anda ve yerde karşısına çıkan Ruh Emici’ler; ergenlik çağının isyanları, heyecanları, korkuları; onun gösteriş düşkünü bir yalancı olduğunu düşünenler; okulun işleyişine burnunu sokmaya çalışan Sihir Bakanlığı; gelmiş geçmiş en berbat Karanlık Sanatlara Karşı Savunma öğretmeni; ağır dersler, zor sınavlar, acımasız cezalar; sürekli yinelenen bir kâbus ve acıyan yara izi; ona en yakın insanlardan birinin ölümü; beş yıl gecikmeyle öğrendiği bir gerçek...

Serinin ilk dört kitabında gözlerimizin önünde adeta etten kemikten bir büyülü dünya kuran J. K. Rowling, yaratıcılığıyla yine başrolde: Satırlara ve satır aralarına serpiştirilmiş zekice ayrıntılar, olay örgüsünü daha da zenginleştiriyor ve büyülü dünyaya yeni renkler katıyor. Bu sürükleyici kitabı elinizden bırakamayıp kalınlığıyla ters orantılı hızda okuyacak ve tıpkı Harry gibi bir sonraki okul yılını iple çekerek Hogwarts’tan ayrılacaksınız.


Yorum

Woah! Hayatım boyunca okuduğum en kalın kitap ve gerçekten okurken büyük bir zevk aldığım belki de tek kitap.

Harry Potter serisinin bütün filmini izlemiş bulunmaktayım ama şunu söylemeliyim ki anlatılmayan çok şey var. Aslında filmlerinden kitabın konusunu biliyoruz ama yine de özet geçersem eğer…

Harry, Dursleylerden yeniden kurtulmak için Hogwarts’a dönme hayali kurmaktadır. Kuzeni ve arkadaşları kendisine karıştığı sırada çok sinirlenir ama bu siniri iki ruh emicinin ortaya çıkıp kuzenine ve kendisine saldırmasıyla son bulur. Bunun üzerine Harry kuzeninin yanında Patronus büyüsü yapmak zorunda kalır ve bu durum sihir bakanlığı tarafınca cezalandırılmasına hatta okuldan atılmasına yol açabilmektedir. Dahası okula döndüğünde ise onu bakanlık yandaşı bir karanlık sanatlara karşı savunma hocası beklemektedir. Ayrıca kimse Voldemort’un geri döndüğüne inanmamaktadır ki bu da Voldemort’un güçlenmesini engelleme planlarının önünde büyük bir engeldir.

Gerilim ve Macera anlayacağınız tavan yapmış durumda.

Lütfen yorumlarınızı bizden esirgemeyin...


Puanlama:


"Mumya'nın Mezarı"



Kitabın Adı: Mumya’nın Mezarı
Yazarı:  Giovanni Scognamillo
Yayın Evi: Kum Saati Yayınları
Sayfa Sayısı: 103
Tür:  Korku, Gerilim, Polisiye, Gizem

Tanıtım Yazısı:
On ya süren yoğun bir çalışmadan sonra, yüzyıllardan beri soyguncuların, arkeologların dikkatinden kaçan bir taş basamağın keşfi ekibi umutlandırdı. Kazıya devam edildiğinde taş basamakların bir mezara vardığı anlaşıldı.

Ekipleri çoğaltıp altı gün sürece toprağı kazdılar, sonunda kocaman bir mezarın eşiğine vardılar. Karşılarında geçmişe açılan bir kapı ve kapının yanında mezar nöbetçisi köpek başlı Tanrı Anubis'in heykeli yükseliyordu.

Ancak bu buluşun ardından, yüzyıllardır tabutunda dirileceği intikam gününü bekleyen Ra Antef'in uyandıktan sonra saçacağı dehşet, kimsenin aklının ucundan bile geçmiyordu. Kehanet gerçekleşecek ve mumyayı rahatsız edenler, bunun bedelini ödeyeceklerdi.

Giovanni Sconamillo'nun kaleminden gergin bir mumya romanı.


Yorum

İlk önce yayınevine sitemim var. Bu kadar mı yazım yanlışlığı olur arkadaş. Ayrıca kitap içerisinde çevirmenin adı ve kitabın özgün adı neden yer almıyor hım…?

Kitabın konusuna gelirsek; bir grup kazı araştırmacısı on yıllık bir araştırmaları sonucu bir mumya mezarı bulurlar ve iddia’ya göre bu mumya mezarı lanetlidir. Mumya iki mısır prensinden birine aittir ve diğer kardeşin iftiraları ve ihaneti sonucu öldürülmüştür. Bu yüzden de kardeşini öldürene kadar durmayacaktır ama kendini uyandıran araştırmacıları da öldürecektir.

Aslında şunu söylemeliyim ki bu kitaba karşı beklentilerim oldukça yüksekti ama maalesef yer yer beklentilerimi karşılasa da olmamış ya. Ceset var da kan yok gibi fazla durgun geldi bana. Genel olarak bakacak olursam da yazım hataları da kitabı olumsuz etkiliyor maalesef ama yine de iyi diyebiliriz.

Lütfen yorumlarınızı bizden esirgemeyin...

Puanlama: