Kitabın Adı: Kardeşimin
Hikayesi
Yazarı: Ömer
Zülfü Livanelioğlu
Yayın Evi: Doğan Kitap
Yayınevi
Sayfa Sayısı: 324
Tür: Gülmece,
Dram, Psikolojik, Felsefi
Tanıtım Yazısı:
Aşk, bir uçurumun kıyısında
gözü bağlı yürümektir.
Kardeşimin Hikayesi
Serenad fırtınasından sonra Livaneliden nefes kesen bir roman
Sakin bir balıkçı köyünde genç bir kadının cinayete kurban gitmesiyle başlar
her şey. Dünyadan elini eteğini çekmiş emekli inşaat mühendisiyle genç, güzel
ve meraklı gazeteci kızın tanışmasına da bu cinayet vesile olur. Kurguyla
gerçeğin karıştığı, duyguların en karanlık, en kuytu bölgelerine girildiği
hikâye, daha doğrusu hikâye içinde hikâye de böylece başlar. Modern bir Binbir
Gece Masalının kapıları aralanır. Ancak bu kez Şehrazad erkektir.
Kardeşimin Hikâyesi aşkın mutlulukta ulaşılacak son nokta olduğuna inananları
bir kez daha düşünmeye davet eden, aşka, aşkın karmaşıklığına ve tehlikelerine
dair nefes kesen bir roman. Her sayfada yeni bir gerçekliği keşfedecek, kuşku
ile kesinliğin sınırlarında dolaşacaksınız.
Mantıksız gibi geliyor ama o sabah uyandığımda tuhaf bir haber alacağımı
biliyordum. Karadenizin lacivert dalgalarıyla baş başa kalmış olan bu ıssız
köyde geçen her gün birbirinin aynısı olduğu için burada insanların heyecanla
konuşacağı olaylara pek sık rastlanmazdı. O günün de ötekiler gibi sessizce
akıp gitmesi gerekirdi ama galiba başka şeyler olacaktı. O mahmur sabah
saatlerinde bir cinayet haberi alacağımı bilmiyordum elbette ama bir haber
gelecekti. Daha yataktan çıkmamıştım, gözlerim kapalıydı, arkalarında fosforlu
çizgiler bırakarak yıldırım hızıyla hareket eden mor tavşanları izliyordum.
Yorumum
Pek eski ama sizin için yeni sayılabilecek bir şey vardır ya… işte benim Ömer Zülfü Livanelioğlu’yla tanışmam böyle oldu, kardeşimin hikayesinde. Okurken: gerçekten de Zülfü Livaneli’nin hikayesini onun dilinden okuyorum zannettim.
Kitap üç bölümden oluşuyor ki bunlar aynı Zülfü Livaneli’nin hayat verdiği Ahmet Arslan’ın her bir odası gibi farklı duygular çağrıştırıyor. “BEN” bölümünde gülerken “MEHMET” bölümünde hüzünleniyor, “KARAR” ve son bölümde ise şaşırıp psikolojik düşüncelere dalıyoruz.
Kitap, Ahmet adlı karakterimizin bir gün Podima’daki evinin kapısını genç ve güzel bir gazetecinin çalmasıyla başlıyor. Gazeteci, o gün Ahmet’inde davetliler arasında olduğu Arzu Kahraman adlı kadının cinayetini araştırmaktadır ve Ahmet Aslan’la röportaj yapmak istemektedir ama Ahmet soyadını “Arslan” değil de “Aslan” diye okuduğu için kıza öyle biri yok burada der ve bu esprili yaklaşımla birlikte hikayemiz başlar.
Kitaptan Alıntılar:
#Ey benim şahım; hayatımı bağışladın ama karşılığında hikayelerimi
çaldın benden. Oysa ben sadece hikayelerde yaşayabilirdim. Şimdi onlar tükendi
ve benim hikayem de sona erdi.
(Şehrazatın Ölümü: İntizar Hüseyin – Kitaba Başlarken)
#Aşk dendiğinde sanki küçülüyordu her şey. O zaman gerçek aşka ne
ad verdiğimi sordu.
“Karasevda” dedim. (Sayfa 108)
#Sokakta birisi Sokrates’e hakaret etmiş, bir de tekme atmış.
Sokrates hiç aldırmadan yürüyüp gitmiş. Durumu görenler niye bir tepki
göstermediğini sormuşlar. O da, ‘Bir eşek beni ısırsa onu dava mı etmeliyim
sizce?’ demiş. (Sayfa 160)
#Denizler ötesine giden kişi yalnızca iklimi değiştirmiş olur,
aklını değil. (Sayfa 222)
Lütfen
yorumlarınızı bizden esirgemeyin...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Kopyala-Yapıştır yaparak İfade bırakabilirsiniz!
😂😉😊😋😍😘😗😙😚🙂🤗😇🤓🤔😐😑😶🙄😏😯🤐😮😥😣😒😓😔😕🙃😟😞😖🙁😢😭😦😰😳😵😡😠