Orijinal Adı: The Monstrumologist
Yazarı: Rick Yancey
Çeviren: Belgin Selen Haktanır
Us
Yayın Evi: DEX Yayınları
Sayfa Sayısı: 389
Tür: Fantastik
Gerilim, Korku, Dram
Tanıtım Yazısı:
İŞTE BUNLAR SAKLADIĞIM SIRLAR. İŞTE BU ASLA
İHANET ETMEDİĞİM GÜVEN. AMA O ARTIK YOK, DOKSAN SENE ÖNCE ÖLDÜ, BANA GÜVENEN O
KİŞİ, TÜM BU SIRLARI UĞRUNA SAKLADIĞIM KİŞİ. BENİ KURTARAN KİŞİ… VE BENİ
LANETLEYEN KİŞİ.
Will Henry’nin günlüğü böyle başlıyor. Will,
alışılmadık bir uzmanlığa sahip bir doktorun evlatlığı ve asistanı: yaratık
avcılığı.
Will, doktorla birlikte geçirdiği kısa süre
içerisinde doktordan gelen gece yarısı çağrılarına ve bu tehlikeli işe
alışmıştır. Ancak bir gün birisi bir kız cesedi ve kızı yiyen bir yaratık
haberiyle geldiğinde Will’in yaşamı alt üst olur. Doktor, yavru bir Anthropophagus
bulmuştur –göğsünde bulunan ağzıyla beslenen, kafası olmayan bir yaratık.
Üstelik bu, sayıları gittikçe artan türün
habercisidir.
Şimdi Will ve doktor, çok geç olmadan dünyayı
bu hızla üreyen yaratıktan kurtarmak durumundadır.
Yepyeni, gotik bir seri! H.P. Loveocraft’ın
ruhuyla çağdaş yazarların sürükleyici anlatım becerilerini bir araya getiren
Rick Yancey, tüyler ürpertici bir hikâye anlatıyor.
Yorumum
Rick Yancey’in “Yaratık Avcısı” adlı bu kitabını ne kadar yavaştan okusam da maalesef her kitap gibi sonu geldi. Bazı kısımlarında bizzat olayın içindeki karakterle aynı anda öğürmeye bile başladığım bile oldu. Neyse daha fazla uzatmadan kitabın konusundan biraz bahsedeyim.
Yazarımız, tanıdığı bir huzurevi müdürü telefon alır ve bunun üzerine huzurevine gider. Huzur evi müdürü yazarımıza üç tane günlük verir. Günlük 1876 yılında doğduğunu -131 Yaşında- ve adının Will Henry olduğunu söyleyen ölmüş birine aittir. Yazarımız bu günlükleri sözde okuyup bu seri kitabını oluşturmuştur. Dahası günlükte çok ilginç bilgiler vardır.
James William Henry, annesini ve babasını bir yangında kaybettikten sonra, babasının da bir yardımcı asistanlığını yaptığı Dr. Pellinore Warthrop tarafından evlat edinilir. Doktor Warthrop, yaratık bilimiyle uğraşmaktadır ve Will Henry de artık onun asistanıdır. Aradan kısa bir zaman geçtikten sonra bir gün kapı çalınır ve adının Gray olduğunu öğrendiğim bir kişi kapıda belirir. Bu kişi bir mezar hırsızı ve Warthrop’a bazı konularda yardım eden bir kişidir. Yanında yüzü parçalanmış bir kız cesedi ve adı Anthropophagus olan bir yaratık getirmiştir -göğsünde bulunan ağzıyla beslenen, kafası olmayan bir yaratık. Bu yaratık yalnız kızın boynuna takılı olan inci kolyeyi yutup boğulmuştur. Doktor Pellinore, yaratığı inceledikten sonra kız cesedini tekrar ait olduğu mezara götürürler ama orada otuz kadar Anthropophagus’un saldırısını uğrarlar ve bunun sonucunda Erasmus Gray ölür. Dahası bu ne bir ilk ne de son vahşet olacaktır. Dahası bu yaratıklar hiç ait olmadıkları bir kıtada ne aramaktadır.Kesinlikle herkese tavsiye ederim.
Lütfen yorumlarınızı bizden esirgemeyin...
Kitaptan Alıntılar:
*Bazılarımız
korkunun kölesiyiz. Bazılarımız da mantığın ya da ilkel arzularımızın
kölesiyiz. Köle olmak kaderimiz. Asıl mesele neye inanacağımız. Gerçeğe ya da
yalana mı bağlı kalmalıyız, umuda ya da çaresizliğe mi, yoksa ışığa ya da
karanlığı mı? Ben ışığa hizmet etmekten yanayım ama kendimi çoğu zaman
karanlıkta buluyorum. (Sayfa 66)
*Ebeveyninin
yatağa düştüğünü görmek, bir çocuk için kolay atlatılabilecek bir olay
değildir. Ebeveynlerimizin başımızın üzerindeki güneş, ayaklarımız altındaki
toprak gibi değişmez sonsuza dek yanımızda olacak olan güvenilir nesneler
olduğunu düşünürüz. Hayatımızdaki her şey tepetaklak olduğunda, kim güneşin
alevler saça saça denize düşmeyeceğine kefil olabilir ki?”(Sayfa
308)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Kopyala-Yapıştır yaparak İfade bırakabilirsiniz!
😂😉😊😋😍😘😗😙😚🙂🤗😇🤓🤔😐😑😶🙄😏😯🤐😮😥😣😒😓😔😕🙃😟😞😖🙁😢😭😦😰😳😵😡😠