"Ozan Beedle'ın Hikayeleri"

Kitabın Adı: Ozan Beedle’ın Hikâyeleri
Orijinal Adı: The Tales of Beedle the Bard
Yazarı: J.K. Rowling
Çeviren: Sevin Oktay – Kutlukhan Kutlu
Yayın Evi: Yapı Kredi Yayınları
Sayfa Sayısı: 100
Tür:  Fantastik Macera, Öğütsellik

Tanıtım Yazısı:
Ozan Beedle’ın Hikâyeleri’nin içerdiği her biri kendine özgü sihirli bir karaktere sahip birbirinden farklı beş masal, okuyanlara bazen neşe, bazen kahkaha, bazense ölümcül tehlikenin heyecanını yaşatacak.

Profesör Dumbledore’un her bir öykü için kaleme aldığı ek notlar hem Muggla’ların hem de büyücülerin hoşuna gidecek. Bu notlarda Profesör masalların anlattığı ahlak kuralları üzerine akıl yürütüyor ve bu arada da Hogwarts’ta yaşama dair küçük bilgi kırıntıları sunuyor. Yazar J.K. Rowling’in elinden çıkan çizimlere yer veren bu benzersiz büyülü kitap, yıllar boyu elden düşmeyecek.


Yorumum

J.K. Rowling’in yazmış olduğu “Ozan Beedle’ın Hikâyeleri” size bilinen hikâyelerden daha öteye, fantastik dünyaya taşıyor. İçinde beş farklı hikâyenin bulunduğu “Ozan Beedle’ın Hikâyeleri”nde sevemediğim tek kısım; Profesör Dumbledore’un hikâyeden fazlaca uzun olan görüşleri. Bu arada beşinci hikâyemiz olan “Üç Kardeşin Hikâyesi” aynı zamanda “Harry Potter ve Ölüm Yadigârları” filminde de geçiyordu. Filminde diyorum çünkü “Harry Potter” serisinin henüz hiçbir kitabını okumadım. Ama bu kitap konusunda şunu kesinkes söylemeliyim ki mutlaka okuyun. Çünkü bu birbirinden güzel hikâyelerde birbirinden güzel dersler edineceksiniz.
Lütfen yorumlarınızı bizden esirgemeyin...

 Puanlama:


"Tape'den Kodese: Sus Ulan Polis Dinliyor!"

Kitabın Adı: Tape’den Kodese: “Sus Ulan Polis Dinliyor"
Yazarı: Savaş Akın – Lokman Dağ
Yayın Evi: Postiga Yayınları
Sayfa Sayısı: 188
Tür:  Araştırma, Komedya

Tanıtım Yazısı:
"Ayşe Arman, sevgili Yılmaz Özdil'le röportaj yaparken benim televizyonculuğumu soruyor. Yılmaz da 'Uğur Dündar televizyonculuğun ZEUS'udur' diyor. Röportajın yayınlanmasından sonra bazı yakın dostlarım bu tanımı kullanıp, bana takılmaya başladılar. Ben de şakayı sevdiğim için aldırmadım. 

Bunlardan biri de sevgili Nedim Şener'di. 
Sık sık telefonla konuştuğumuz günlerin birinde Nedim aradığında 'Nasılsın Zeus?' dedi.
Ben de şakayı devam ettirerek 'Sağol Apollon sen nasılsın?' diye cevap verdim. ... 
Nedim'in telefonda bana hitap ederken kullandığı 'ZEUS' tapelere 'deyyus' olarak geçmiş! Güler misin, ağlar mısın? ..."
Uğur Dündar

"Elinizdeki kitap, ülkemizde çok acı ve üzücü anıları akla getiren 'telefon dinleme' olayına farklı bir boyut getiriyor. Yasal dinlemelerle suç örgütlerinin karanlık ilişkileri ortaya çıkarılırken, okuyucunun gülmekten kendini alamayacağı sahneler, diyaloglar sergileniyor. Telefonlarının dinlendiğini bilen kişilerin, buna bir önlem olarak, kısık sesle konuşmaları gibi mizah tonu yüksek yaşanmışlıklara yer veriliyor. Böyle bir kitap insanların düşgücünden değil ancak hayatın içinden kaynaklanabilirdi. Çünkü hayat, düşgücünden daha zengin. 
Kitabı okudukça bana hak vereceksiniz."
Zülfü Livaneli 

"Gazetecilik için 'objektif' meslek denir. Halbuki, fotoğraf makinesi'nden ibaret değildir. Telefon ahizesi'dir aynı zamanda… Çünkü, gördüklerimiz bazen flu olabilir ama, duyduklarımız her zaman nettir. 
Türkiye gerçeğini kulak'tan anlamamızı sağlayan, kahkahalarla okuyacağınız bir kitap bu."
Yılmaz Özdil

"Muhabir; günlük düşünür, günlük üretir... Habercilikte; özelllikle de televizyon haberciliğinde ne yazık ki dün yoktur bugün vardır. Ancak kanımca hayata not düşmek de gerekir. Genç ve yetenekli televizyon muhabirlerinin yazdıkları kitaplar beni çok mutlu ediyor. Aynı çatı altında çalış- tığım genç ve yetenekli haberci Lokman Dağ ve arkadaşı Savaş Akın, uydudan uçup gitmemesi gereken bilgileri damıtarak kitaplaştırdı. Okuyunca iyi de ettiğini gördüm... Sanırım siz diğer okuyucular da göreceksiniz ve de tebessümle okuyacaksınız."
Doğan Şentürk
"Telefon dinlemelerinin perde arkasında yaşananlar fıkra gibi olabiliyormuş. Okurken bu kadar da olmaz diyeceğimiz, tam bir durum komedisinin içinde buluyorsunuz kendinizi. 
Hızlı akan hayatın içinde size farklı duygular yaşatan eğlenceli bir kitap..."
Burak Özçivit
"Ben hep kulakmisafiri oldum. Hiç telekulak misafiri olmamıştım. Size okuyunca ne olur bilmem ama, 
benim gülmekten ömrüm uzadı kesin... "
Gupse Özay


Yorumum

“Tape’den Kodese: Sus Ulan Polis Dinliyor” kitabını ilk Beyaz Show programında duydum ve Tüyap’ta da görünce hemen aldım ama pek beğenmedim. Tamam, kısa diyaloglar çok harika ama uzun diyaloglar can sıkıcı. Kesinlikle memnun kalmadığımı söyleyebilirim. Kitap konu olarak Polis dinlemelerine takılan kişilerin sadece komik diyaloglarıyla daha iyi olabilirdi.

Kitaptan Komik Bir Diyalog:
-Abi sana bir büyük bir de küçük portakal gönderiyorum.-Tamam abi. Ama hangisi uzun namluluydu?-Hay ben senin abinin ta.… Sus lan kapat… koyayım…
Lütfen yorumlarınızı bizden esirgemeyin...

Puanlama:


"Seçilmişler: Bilinmeyen"

Kitabın Adı: Seçilmiş: Bilinmeyen
Orijinal Adı: GIFTED: Speak No Evil
Yazarı: Marilyn Kaye
Çeviren: Selin Gül Seçer
Yayın Evi: Neden? Yayınları
Sayfa Sayısı: 208
Tür:  Fantastik  Macera
Seri: Seçilmiş Serisi VI. Kitap

Tanıtım Yazısı:
Carter hiçbir şeyden bahsetmez; ama her şeyi duyar…

DOKUZ GENÇ, DOKUZ SIR ve DÜNYAYI DEĞİŞTİREBİLECEK DOKUZ GÜÇ

Seçilmişler Sınıfı’ndaki herkesin bir sırrı var ama Carter Street aralarındaki en gizemlisi. O asla konuşmaz ve hiç kimse onun kim olduğunu ve nereden geldiğini bilmez. Tek bildikleri şey, onun da kendileri gibi özel olduğudur. Ama Carter’ın boş bakışları arasında bir şeyler oluyor… tehlikeli bir şeyler…

Carter’ın bir sırrı var. O bir SEÇİLMİŞ. Ve bir tek o değil…


Yorumum

Tüm seri kitapları gibi “Bilinmeyen” kitabı da bir günde bitti ve tadı damağımda kaldı. Bu seri hem diliyle hem gizemleriyle hem de tek bir karakter üzerinde yoğunlaşmamasıyla okuyucuyu kendine çekiyor. Bu yüzden de tüm kitapseverlere tavsiye ederim. Konusuna gelecek olursak: Carter Street, Seçilmişler Sınıfı’ndaki en gizemli kişidir. Kimse onun kim olduğunu bilmez. Hakkında tek bilinen şey Carter caddesinin Street sokağında bulunduğu, hafızasını kaybetmiş olduğu ve hiç konuşmadığıdır. Ama bir gün Tracey, Carter’ın düşmanlarla iş birliği içinde olduğuna ve konuştuğuna şahit olur. (Beşinci kitap da) Carter bu durumu istem dışında yani hipnozla yapmıştır. Bu yüzden de Uyum Evi’ne (Islah Evi) gönderilir ve Doktor Paley ile tedaviye başlar. Bu tedavi sırasında Carter geçmişiyle yüzleşirken, Ken ve Amanda ikilemler arasında kalacaktır.
Lütfen yorumlarınızı bizden esirgemeyin...

Puanlama:


"Seçilmişler: Görünmeyen"

Kitabın Adı: Seçilmiş: Görünmeyen
Orijinal Adı: GIFTED: Now You See Me
Yazarı: Marilyn Kaye
Çeviren: Selin Gül Seçer
Yayın Evi: Neden? Yayınları
Sayfa Sayısı: 206
Tür:  Fantastik  Macera
Seri: Seçilmiş Serisi V. Kitap

Tanıtım Yazısı:
Her şeyi yok etmek istedin mi? Hem de her şeyi?

DOKUZ GENÇ, DOKUZ SIR ve DÜNYAYI DEĞİŞTİREBİLECEK DOKUZ GÜÇ.

Tracey Devon bir gün kendisini görünmez hisseder, o sadece… kaybolmuştur. Ufukta hala gariplikler vardır. Ancak sonuçta, görünmez olmanın kendisine avantajlar sağladığının farkına varır. Ve şimdi Seçilmişler Sınıfı’ndakiler bir tehlike ile karşı karşıyadır. Tracey onlara ihanet edeni bulmak zorundadır.

Tracey’ın bir sırrı var. O bir SEÇİLMİŞ. Ve bir tek o değil…


Yorumum

Seçilmiş serisi yine olağanüstü maceralarıyla devam ediyor. Tüyap Kitap Fuarı’ndan, bu kitabı görür görmez aldım. Blogumu yakından takip edenler bilirler; ben bu serinin ilk dört kitabını kuponla almış ve analizleri yaparken çok beğendiğimi yazmıştım. Tüyap’ta da serinin beşinci ve altıncı kitaplarını görünce de dayanamayıp hemen aldım. Kitabın konusuna gelecek olursak eğer… Tracey’nin görünmezlik gücü vardır ve bir gün kendine aynada bakınca görünmez olduğunu anlar ama bu görünmezlik bu sefer her zamankinden uzun sürer. Jenna’nın ise zihin okuma gücü vardır. Bir gün beden hırsızı olan arkadaşı Amanda’nın zihnini okurken müdür Jackson’ı düşündüğünü fark eder ve onun Seçilmişler Sınıfı’nın casusu olduğunu düşünür. Amanda’nın yaptığı bazı şeyler de bu durumu onaylar niteliktedir ve seçilmiş sınıfındaki Ken (Ölülerle Konuşan) ve Emily (Geleceği Gören) de Jenna’ya inanır. Yalnız Tracey Amanda’nın suçsuz olduğunu düşünmektedir ve bunu kanıtlamak için de görünmezliğini kullanır ve sınıftaki tüm seçilmişleri tek tek takip eder. Acaba Tracey Amanda’nın casus olmadığını kanıtlayıp Seçilmişler Sınıfı’ndaki gerçek casusu bulabilecek midir?Bu seriyi kesinlikle ve kesinlikle tüm okurlarıma tavsiye ederim. Emin olun pişman olmayacaksınız.
Lütfen yorumlarınızı bizden esirgemeyin...

Puanlama:


"Avantia Günlükleri: İlk Kahraman"

Kitabın Adı: Avantia Günlükleri: İlk Kahraman
Orijinal Adı: The Chronicles of Avantia: First Hero
Yazarı: Adam Blade
Çeviren: Rose Mary Samanoğlu
Yayın Evi: Beyaz Balina Yayınları
Sayfa Sayısı: 174
Tür:  Fantastik  Macera, Dram
Seri: Avantia Günlükleri Serisi I. Kitap

Tanıtım Yazısı:
Canavar Peşinde, macerası başlamadan çok uzun zaman önce, iyilikle kötülüğün savaşı vardı…

Ölümcül Canavarlar… Korkunç bir savaş… Avantia’ya hoş geldiniz…

Avantia, büyük bir tehlikenin eşiğindedir. Kötü bir komutanın yönetimindeki karanlık ordular, Avantia sınırlarına yığılmıştır. Ancak kader, bu tehdide karşı koyması için sıra dışı bir kahraman seçecekti…

On beş yaşındaki Tanner, sıradan bir çocuk değildir. Babası öldürülmüş, annesi kaçırılmıştır ve zor bir hayatı vardır. Ancak o, Alev Kuşu Firepos’un Seçilmiş Binicisi’dir. Ülkesini tehdit eden savaşı engellemek, yalnızca Tanner’ın elindedir.


Yorumum

Tüyap Kitap Fuarı’ndan aldığım Avantia Günlükleri Serisi’nin bu ilk kitabında Tanner adlı on beş yaşındaki bir çocuğun macerasına şahit oluyoruz. Açıkçası şunu söyleyebilirim ki kitap beni tatmin etmedi ve şimdiki aklım olsa almam. Neden aldığımı bile bilmiyorum. Belki de bir serinin ilk kitabını yazmaya çalışırken örnek almak için aldım. Bilemiyorum. Konusuna gelirsek;Tanner’ın babası Derthsin adlı biri tarafından öldürülür. Annesi ise yine aynı kişi tarafından kaçırılır ama Derthsin, Tanner’ın daha sonra binicisi olacağı Firepos (Alev Kuşu) tarafından yanardağa atılır. Derthsin’e yaratıkları yönetme gücü veren maske de Tanner’ın büyük annesi olan Esme’nin eline geçer ve parçalanarak dört ayrı yere saklanır. Bunlardan biride Esme’nin evidir ve yıllar sonra kötü karakterli bir Derthsin yandaşı olan, Gor adlı bir Ejder Savaşçısı bu maskeyi tamamlayıp Derthsin’e vermek ister ve Tanner’ın köyüne ve evine saldırır. Bu saldırı sonucunda Ejder Savaşçısı Gor, parçayı ele geçirip Esme’yi öldürür. Ölmeden öncede Tanner’a Colweir kasabasına gidip Haritacıyı bulmasını söyler. Böylelikle Tanner’ın bir hedefi olur ve macerası artık başlar.
Lütfen yorumlarınızı bizden esirgemeyin...

Puanlama:


"Tüyap Bereketi"

Tüyap Kitap Fuarı, benim için tüm bereketiyle birlikte sona erdi. Bu yıl 31’incisi düzenlenen Tüyap Kitap Fuarı’ndan tam tamına 23 kitap ve bir not defteri aldım. Dilerseniz daha fazla uzatmadan kitaplarıma ve eşantiyonlarıma şöyle bir göz atalım.

Tual yayınlarına ait bu üç kitapların her biri 5 TL. Tual yayınlarının bir standı olmadığı için bunları farklı farlı yerlerden aldım. “Ölüm Elçisi” ve “Ölümün Soğuk Nefesi” bir serinin ilk iki kitabı, yazarı ise; Christina Henry.

“Daima Cadı” kitabını bir sahaftan aldım. Seri olduğunu düşünüyorum. Kitabın Yazarı Carolyn Maccullough.



“Tengezer”, “Açlık Savaşları” ve “İmago”. Bu kitapların hepside Nemesis yayınlarına ait. Nemesis yayınlarına ait bu kitapları “3 Tanesi 10 TL” kampanyasından aldım.

“Açlık Savaşları” kitabı Bone World üçlemesinin ilk kitabıymış. Peodor O Guilin. “Tengezer”in bir seri olduğunu düşünüyorum. Kitabın Yazarı Faith Hunter. “İmago”nun yazarı ise İsabel Abedi.



“Dövmeli Adam”, ”Sürgün Kral” ve “Asi Periler: Sihir Avcısı”. Bu üçlü Epsilon yayınlarına ait ama ben sadece “Asi Periler: Sihir Avcısı” kitabına Epsilon yayınlarının standından aldım. Fiyatı 3 TL’ydi. Arka Kapağını okudum ve konu olarak biraz “Tinker Bell” animasyonunu çağrıştırıyor. Yazarı ise R.J. Anderson. Diğer iki kitaba gelindiğe ise; kitapları bir stanttan tanesi 5 TL’ye aldım. Peter V. Brett’in yazmış olduğu “Dövmeli Adam”, İblis Döngüsü serisinin ilk kitabıyken; Melina Marchetta’nın yazmış olduğu “Sürgün Kral” ise Lumatera Günlükleri ilk kitabı.


Bu üçlü kitabı Arunas yayınlarının kendi standından aldım. Her bir kitap 5 TL. Kitap beş seriden oluşuyor ve bu kitaplar serinin ilk üçlüsü. Stant görevlisi bey öve öve bitiremedi. Kitapların ve haliyle serinin yazarı Joss Ware. Konu olarak stant görevlisinin bana anlattığına göre; Dünya’nın kıyamet sonrası yok olması ve bu durumdan kaçan ve mağaralarda saklanan beş gencin bu mağaralardan çıktıktan sonra özel güçlere kavuşmalarını ele alıyormuş. Her seride bir karakterin gücü üzerinde duruluyormuş.


Yine Arunas yayıncılıktan aldığım “Yürüyen Ölüler” kitabı “The Walking Dead” dizisinin kitaplaşmış versiyonu. Kitabı fiyatı 10 TL’ydi. Açıkçası bu kitabın dizi versiyonu olarak ilk sezonunu izlemiştim ve dizi hoşuma gittiği içinde kitabınıda almak ve o heyecanı yaşamak istedim.Kibın yazarları Robert Kirkman ve Jay Bonansigna.

“Yaratık Avcısı” kitabını DEX Yayınları’nın 4 TL’lik kampanyasından aldım. Kitabın Yazarı Rick Yancey.

“Ozan Beedle’ın Hikâyeleri” adlı kitabı ise Yapı Kredi Yayınlarından 6.75 TL’ye aldım. Kitabın yazarı aynı zamanda Harry Potter serisininde yazarı olan J.K. Rowling. Kitabın içinde beş öykü bulunuyor.



Bu üçlüde yine DEX Yayınları’nın 4 TL’lik kampanyasından. “İlk Buluşmada Asla Isırma” kitabının yazarı Tmara Summers.

“Zehir Yiyenler ve Diğer Hikayeler” kitabının yazarı ise; yine herkesin yakından tanıdığı Holly Black. Herkesin yakından tanıdığı diyorum çünkü; yazar Türkiye’de de filmi yayınlanan Spiderwick Günlükleri adlı filmin kitap versiyonunu yazan kişidir. Bu kitapta da yine fantastik tarzda on iki öykü bulunuyor.

“Mekanik Kalp” ise DEX Yayınları’ndan aldığım son kitap. Kitabın yazarı Mathias Malzieu.

Şunuda itiraf etmeden duramayacağım. Bu kitaplar benim okuyacağım ilk DEX Yayınları olacak.



Marilyn Kaye’nin yazmış olduğu ve Neden? Kitap Yayınları’ndan çıkan Seçilmişler Serisinin bu beşinci ve altıncı kitaplarını okudum. Biraz sonra analizlerimi yayınlayacağım. Serinin bu son iki kitabını tanesi 5 TL’den aldım. Bu serinin ilk dört kitabını da kupon yoluyla edinip okumuş ve analizlerimi yapmıştım. Herkese tavsiye ederim.

“1002. Gece Masalları” kitabı ise benim açıkça okumak istediğim bir kitapdı. Metis Yayınları’ndan çıkan bu kitabı hazırlayan Yiğit Değer Bengi olmasına karşı ben daha önce Perg Efsaneleri Serisi’nin yazarı Barış Müstecaplıoğlu’nun ismini gördüğüm için aldım. Kitabın fiyatı 5 Tl’ydi.



Savaş Akın ve Lokman Dağ’ın hazırlamış olduğu “Tape’den Kodese” adlı kitap Postiga yayınlarından çıkmış bulunmakta. Kitabı ilk olarak “Beyaz Show” adlı talk Show programı sayesinde gördüm ve çok hoşuma gitti. Tüyap’ta da görünce hemen aldım. Kitabın fiyatı 11 TL’ydi.

Aldığım son kitap ise, Adam Blade’nin yazmış olduğu Avantia Günlükleri Serisinin ilk kitabı olan “Avantia Günlükleri: İlk Kahraman”. Kitap Beyaz Balina Yayınları’ndan çıkmış bulunmakta ve bir çocuğa yönelik. Yani aldığıma pişman oldum. Okudum ve birazdan analizimi yayımlarım. Kitabın fiyatı 7 TL.



Bu benim çizgisiz not defterim. Defterimin üzerinde komik bir karikatür yer alıyor aslında ama kalitesinin yetersiz olmasından dolayı belirgin değil.
Sihirli Cin: “Dile benden ne dilersen!..” diyor.
Semahat’ta (İsim doğru): “Sağol… Düşünmen bile yeterli…” diyor.
Bu defteri de 1 TL’ye Leman Kültür’den aldım.



Bu üç küçük dergi üstlerinde yazan isimli kitapların ön okumaları, yani; 1.bölümleri.

Bu takvim bana Metis Yayınları’nın bir hediyesi. Takvim cep boyutunda.

Bunlar ise yeni çıkan kapakları ve tanıtımları. Kimi dağıtılırken kimi de kitaplarımın içinden çıktı.

En son olarak da olmazsa olmaz kitap ayraçlarım. Kimileri kitaplarımın içinden çıkarken yine kimileri dağıtılıyordu. Beğenmediklerimi deco bant aracılığıyla düzenlemeyi düşünüyorum.



Son olarak gerçekten hepsi birbirinden güzel ve beni tatmin edecek nitelikte kitaplar aldığımı düşünüyorum. Bir tek aklımdan geçen Gece Evi serisinin 8,9 ve 10. Kitaplarını alamadığım için biraz üzgünüm. Her biri Tüyap’da 15-16 TL’ydi ve ben daha fazla kitap almak için vazgeçmek zorunda kaldım. İnşallah serisin bu üçlüsünü (Saklanmış, Kader ve Uyanmış) en kısa zamanda alabilirim.


Elife'den Gelen Kitap Ayraçlarım#1

Evet. Sevgili Elife bana geçen hafta hediye gönderirken içinde de 20 adet ayraç göndermişti. Bende siz değerli okuyucularıma bu ayraçları dört hafta boyunca beşer beşer yayınlayacağımı yazımda belirtmiştim. Hazır haftanın ilk günüyken de ayraçlarımın ilk beşini yayımlayayım dedim. Ama öncelikle sevgili Elife ablamın 365 Günlük adlı bloğu için Buraya tıklayın.

İlk ayracım sizinde tahmin ettiğiniz gibi bir çini motifi. (İznik Çinisi) Benim gerçekten çok hoşuma gitti.


İkinci ayracımda yine bir çini motifi ama arka tarafında nereye ait olduğu yazmadığından bilemiyorum. Gerçekten çok güzel bir sümbül çiçeği motifi var üzerinde.


 Üçüncü ayracımda da yine bir çini motifi var.
Ebruli desenli bu kitap ayracını çok sevdiğimi yazmıştım, sevgili Elife ablacım kitap ayraçlarını tanıtırken, sağ olsun kendisi bana göndermiş ve gerçekten beni çok ama çok mutlu etti. Bu arada bu ayraçtan almak isteyenler için ayraç Keskin Color markalı. 

Galata Kulesi temalı bu ayraç benim gerçekten çok hoşuma gitti. Bazen anlayamıyorum kendimi. Hani İstanbul’da yaşamayan biri İstanbul’a hayran olsa neyse ama İstanbul’da yaşayıp da İstanbul’a hayran olmak…



Tüyap Kitap Fuarı ~ İstanbul

Bu yıl 31'incici düzenlenecek olan Tüyap Kitap Fuarı çok yakında açılıyor. Bu yıl aklımda ne kadar çok kitap var anlatamam. Ama benim için öncelik fiyat olduğu için bilemiyorum ne olacak. Açıkçası bu benim ikinci Tüyap gezim olacak. Ben ayın 24'ünde cumartesi günü gitmeyi düşünüyorum. Eğer katılamayan ama kitap almak isteyen arkadaşlar olursa istediklerini parasını önceden ödemeleri koşuluyla alabilirim ve kargoda kendilerine ait olur. Eğer olumlu yaklaşan olursa orsselim@gmail.com adresine veya yorum formuna mesaj bıraksın.


"Bi Dolu Mutluluk Geldi Bana"

Mutluluk artık benim için iki kelime oldu: “Kargon Geldi”. Gerçekten de öyle. Annem ne zaman ki kapı çaldığında camdan bakıp “Kargo geldi.” diyor, işte o zaman benim için en büyük mutluluk yaşanıyor. Mutluluk bu sefer yakında ki birinden, sevgili Elife ablamdan geldi. Kendisinin 365 Günlük diye çok güzel bir bloğu var ve takip etmenizi şiddetle tavsiye ederim. Kendisi benim için yaratanın cennetinden sonra ikinci cenneti kapıma göndermiş. Daha fazla başınızı şişirip sizi soğutmadan hemen hediyelere ve dolayısıyla mutluluğumun kaynağına geçeyim.

Öncelikle olmazsa olmaz toplu bir resim.

Sevgili ablacım bana birbirinden güzel iki kitap göndermiş. Şu anda sevgili Yüreğimin İklimi’nin bana göndermiş olduğu son kitap olan “Ölüm Adası”nı okuyorum. Biter bitmez hemen bu kitapları okumaya başlayacağım.

İlk kitabım; Paul Cleave’in yazmış olduğu ve Pegasus Yayınevi’nden çıkan “Temizlikçi” kitabı. Kitap 456 sayfa. Konusu itibariyle e2 kanalında yayınlanan “Dexter”ı anımsatıyor.

İkinci kitabım ise; Zeki Bulduk’un yazmış olduğu ve hayykitap yayınlarına ait “Müstesna Deliler Albümü” adlı kitap. Kitap 107 sayfa.

Bir kitap tabi ki kitap ayraçsız olmaz. Sevgili ablacım kitap ve kırtasiyeden sonra ayraç delisi olduğumu bildiği için ayraçları pakete doldurdukça doldurmuş. Şu anda bu ayraçları detaylı olarak yayımlamıyorum. Zaten yayımlasam da yazı uzadıkça uzar. Her hafta beş adet yayımlayıp durmadan Elife ablamın sitesinin reklamını yapmak istiyorum.

Stickerlarım gerçekten çok güzel. Hele o çiçek perisine bayıldım. Bu kadar Sticker’ı ne yapıyor diyenler için; kolaj defterimde kullanıyorum.

Soğuk kış ayının vazgeçilmezi salebimde var. (Yemekteyiz Programı gibi oldu biraz.) Tabii artık yok ama neyse. Siz anlayın artık nasıl yok olduğunu.
Onas marka, açık yeşil, mini bir note book. Gerçekten rengine ve içinin çizgili olmasına çok bayıldım.

Bu renkli kalemler bana ilkokul yıllarımı anımsattı. Kalemde yedi renk mevcut. (Açık Mavi, Koyu Mavi, Lila, Kırmızı, Turuncu, Sarı, Yeşil)

Son hediyelerim ise bu birbirinden güzel beş kurşun kalem. Gerçekten dış yüzeyleri çok güzel ve hepsi Faber Castell marka. Baştaki, dış yüzeyi siyah olan kurşun kalemin ayrıca şöyle bir özelliği var ki dört rengi (Sarı, Lacivert, Kırmızı, Yeşil)  aynı anda kullanabiliyorsunuz. Aynı ebruli ip gibi…

Bana bu güzel hediyeleri gönderen o özel kişiye sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. İyi ki de kitaplaşma vesilesiyle tanışmışız. Kendisine gerçekten çok ama çok teşekkür ederim. Bloğunu mutlaka takip etmenizi öneririm. Kendisi kağıtlardan bir takım şeyler (Bayram Kartı, Ayraç) yaparak harikalar yaratıyor.


"Limos"

Kitabın Adı: Limos
Orijinal Adı: Immortal Rider
Yazarı: Larissa Ione
Çeviren: Burcu Çelik
Yayın Evi: Arunas Yayıncılık
Sayfa Sayısı: 463
Tür:  Fantastik  Macera, Gerilim, Cinsellik
Seri: Mahşerin Dört Atlısı Serisi II.Kitap


Tanıtım Yazısı:
Mahşerin Dört Atlısı'ndan Limos'a merhaba deyin. O bir dişi. Ama bildiğiniz dişilerden değil. Ölümsüz, savaşçı, tutkulu, inatçı ve geçmişi sırlarla dolu bir dişi. R-XR askeri olan Arik Wagner, Limos'un cazibesine karşı koyamayıp onu öper. Fakat bunu yaparken Limos'un nişanlısı Satan'ı çok kızdırdığını ve cehennemde işkence dolu günler geçireceğini bilmez. Limos ise binlerce yıldır özlemini duyduğu şeyleri bulduğu Arik'i kurtarmak için tüm dünyayı karşısına alarak kardeşi Salgın ile bir anlaşma yapar. Fakat bu anlaşmanın başına neler açacağından habersizdir.Limos ve Arik'in tutkularını gözler önüne seren, geçmişteki sırların ortaya çıktığı bu sürükleyici efsaneyi ellerinizden düşüremeyeceksiniz.


Yorumum:

“Mahşerin Dört Atlısı” adlı bu serinin ikinci kitabında da ilk kitabında olduğu gibi cinsellik yeniden ön planda. Düşünüyorum da bir yazar hemde bayan bir yazar böyle iğrenç şeyleri nasıl yazabiliyor, pes doğrusu.  Bunun haricinde kitaba bakacak olursak; gerçekten macera ve gerilim yüklü bir fantastik dünya ve her sayfada kendini çekiyor. Kitabın asıl karakteri olan Limos, yer altı şeytanı Lucifer’den sonraki en büyük kötülük olan Satan ile nişanlıdır. Yalnız yeraltına tekrar dönüp o şeytanla evlenmek istememektedir. Bunun içinde hem mührü kırılmamalı hem de bekaretini koruyup biriyle birlikte olmamalı. Ancak Ares(Savaş) ve Cara’nın düğün töreninde Aegis üyesi olan (Şeytan öldürücüler) Arik Limos’u öper ve ayaklarının altındaki toprak yarılarak Arik cehenneme çekilir ve cehennemde türlü işkenceler görür. Eğer şeytanlardan birine “Limos” derse hem kendisi ölecek hem de Satan’ı aldatmış sayılıp onunla evlenmek zorunda kalacaktır. Ama Arik asla “Limos” adını ağzına almaz ve bir gün cehennemden kaçmayı başarır. Kaçarken de Limos’un Salgın’a dönüşen kardeşi Reseph onun ruhu üstünde hak iddia etmek için kanını zorla Arik’e içirir. Limos Arik’i bulur ve kurtarır ancak Arik ölürse ruhu Salgın’ın olacaktır ama Arik kendini hayla cehennemde sanmaktadır ve Limos’un ona yardım etmesine izin vermez.Kısacası kitaba genel anlamda bakacak olursak çok güzel. Eğer fazla cinsellik olsa da ben okurum diyorsanız tavsiye ederim. Ben şayet serinin üçüncü kitabı çıkarsa almayı düşünüyorum. Ayrıca bana bu serinin ilk iki kitabını hediye eden Yüreğimin iklimine çok ama çok teşekkür ediyorum.
Lütfen yorumlarınızı bizden esirgemeyin...



Puanlama:


"Geniş Zamanlar"

Kitabın Adı: Geniş Zamanlar
Yazarı: Ayşe Kulin
Yayın Evi: Everest Yayınları
Sayfa Sayısı: 114
Tür: Dram, Yaşanmışlık

Tanıtım Yazısı:
Tanrının sonunda bana acıdığını ve yardım etmeye karar verdiğini düşünmem için sebeplerim var. Kocam elini bile sürmüyor bana. Yanıma yaklaşmıyor, yüzüme bakmıyor. Ayrı odalarda yatıyor, karşı karşıya gelmemeye gayret ediyoruz. O sabahın erken saatlerinde, mutfak masasına hazırladığım kahvaltısını tıkınıp çıkıp gittikten sonra, büründüğüm kara çarşafı fırlatıp atıyorum evin bir köşesine. Yatağıma dönüyorum, her bir anını, ellerimi incecik bir ipek üzerinde dolaştırır gibi özenle okşayarak, severek, hasretle titreyerek düşündüğüm on yılıma geri gitmek için. Gözlerimi yumup, yeniden yaşamaya başlıyorum.


Yorumum

Ayşe Kulin muazzam bir yazar. Yazdığı her öyküyle insanı yaşanmışlağa, bozuk düzene ve köy yaşamına doğru yaklaştırıyor. Bu benim okuduğum ikinci Ayşe Kulin kitabıydı ve şunu söylemeliyim ki asla son olmayacak. Ayşe Kulin, “Geniş Zamanlar” adlı eserinde bize bozuk düzeni ve kadına karşı şiddeti çok güzel anlatıyor. Altı öykülük bu kitabın ilk üç öyküsü aslında tek bir hikayeyi üç ayrı gözden aktarıyor.
“Geniş Zamanlar” bölümünde Zehra’nın ölümünü eski patronu ve manevi ablasından öğreniyoruz.“Dar Zamanlar” bölümünde Zehra’nın ölümünü Zehra’nın gözüyle ve cümleleriyle öğreniyoruz.“Son Zamanlar” bölümünde ise; Zehra’nın ölümü aşırı dinci kocası, yani katilinin gözünden görüp katilinin cümleleriyle öğreniyoruz.

“Masteknomi” adlı öykümüzde meme kanseri olan karakterimizin yaşadığı bunalımları ve ameliyattan önce memesini kaybedecek olmanın onu ne kadar korkuttuğunu öğreneceğiz.

“Çıkmaz Sokakta Yürümek” adlı öykümüze gelindiğinde ise; bir köye gidip düşük yapan bir bekçi karısının yaşadığı zorluklarını ve bozuk devlet düzenini işveren kadının gözünden göreceğiz.

Son öykümüz “Spassibo İstanbul”a gelindiğinde ise, savaş sırasında Beyaz Rusya’dan kaçıp İstanbul’a gelen ve İstanbul’a aşık olan balet Lydia Krassa Arzumanova’nın hayatını kendi dilinden bir gazetecinin gözüyle okuyoruz. (Gerçekten yaşamış bir şahsiyettir Leyla Arzuman.)

Tek kelimeyle farklı farklı kültürlere gidip farklı farklı öyküler okumak isteyen tüm okurlara tavsiye ederim.
 Lütfen bizden yorumlarınızı esirgemeyiniz… 


Puanlama:


Bifincankahve ile Kırtasiyeleştik Biz...

Evet, sonunda son etkileşimdeki hediyelerim geldi. Bloğumda düzenlemiş olduğum 2. Kırtasiyeleşelim mi? etkinliğime katılmayacağımı belirttikten sonra sadece üç kişi katılınca mecburen kendimi de katmak zorunda kaldım. İyi ki de katılmak zorunda kalmışım. Bu etkinlikte Bifincankahve’nin sahibesi ile tanıştım ve birbirinden güzel şeyler edindim. Kargom yanlışlıkla başka başka yerlere gidince üç-dört belki de beş gün geç elime ulaştı. Ama sonuçta paketi elime alınca bunun hiçbir önemi kalmadı. Şimdi boş verelim bunları da hediyelerime geçelim.

İlk önce toplu bir resim.

Kitap ne alaka diyenlere; paketin içine bir adet kitap koyabilirsiniz ama lütfen kırtasiye temamızı bastırmasın yani daha fazla kitap olmasın diye belirtmiştim.
Kitabıma geçecek olursak: Derin Kitap Yayınlarından çıkmış olan ve Mark Boyle’nin yazmış olduğu “Mete-lik-siz” adlı kitap 210 sayfa. Benim şu anda kapağı çok hoşuma gitti, okuyacağım zaman konusunun da hoşuma gideceğine inanıyorum. (Kapakta paradan yapılmış balık var.)

Sevgili Bifincankahve’nin bana gönderdiği not defterlerinden ilki kedi temalı ve iç kısmı çizgili (Çizgili defterler bayılırım.) ve Mikro marka.


İkinci not defterim benim çok ama çok hoşuma gitti. İçi her ne kadar kareli olsa da dışı beni benden aldı diyebilirim. (Dış yüzeyinde eski telefonlar ve hangi yıla ait oldukları yazıyor.) Bu arada not defteri Meteksan marka.

Stickerlarıma geçecek olursak. İki paket stickerım var ve Rubenis markalılar. Birinde müzik aletleri yer alıyor ki bende aynısını ilk kırtasiyeleşme etkinliğimde sevgili Nur Böjük’e hediye etmiştim. İkinci Stickerım ise kirpi ve yıldız şeklinde, dokulu bir sticker. Benim çok ama çok hoşuma gitti diyebilirim.

Bundan sonraki ürünlerim işte bu küçük, çıtçıtlı, şeffaf dosyanın içinden çıktı. Hep büyüğünü görüyordum bu dosyanın, hatta bir tanede ben almıştım ama şimdi küçüğüne sahip olunca küçük evraklarımın ne kadar çok olduğunu anladım.

Kalemlerim koyu yeşil ve kırmızı rengindeler. İkisi de Faber Castell markasının Grip Finepen 0,4 serisine aitler.


Bu ayraçtan ne kadar zamandır istiyordum. (Bende ayraç edinme hastalığı varda.) Birde bunların çubuğunu bulsam kendimde yapacağım böyle tip ayraçlar ama bir türlü bulunmuyor bu muayene çubuklarından.


Evet, ailemizin son üyesi ise beş renkli (Mavi, Açık Yeşil, Sarı, Pembe, Turuncu) post-it’im. MEMO markalı bu post-it’in her bir renginden 25 tane var.

Son olarak bana bu hediyeleri gönderen sevgili Bifincankahve’ye sonsuz teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Gerçekten birbirinden harika ve güzel şeyler göndermiş bulunmakta kendisi. Yazımı paketim geldikten bir gün sonra yazdığım için mutluluğu tam olarak aktaramadım. Lütfen beni affedin ve mutlaka Bifincankahve’nin bloğuna bir göz atın. Kendisi çok güzel konulara değinip okuyucuları için güncel kalıyor.