Yazarı: H. Hüseyin Ütün
Yayın Evi: Cinius Yayınları
Sayfa Sayısı: 158
Tür: Aşk, Dram
Yayın Evi: Cinius Yayınları
Sayfa Sayısı: 158
Tür: Aşk, Dram
Tanıtım Yazısı:
Ömer: Bir zavallı değil mi bu adam? Ne hüzün… Ey acıyarak bakan! Bu aşırı kırılgan duygusallık halinde ne dertler var biliyor musun? Kahroluyorsun işte sevgi ile bile baksa anan baban! En uzaktan geçen laf dolanıyor sanki sırtından sinsi bir yırtıcı gibi ve vuruyor ok arkandan. Çıldıracağım! Bu duvarlar da kapayamıyor artık zihnimi. Değil mi, örtemez artık hiçbir örtü bu mevcutta garip ucubeyi?
Ömer: Bir zavallı değil mi bu adam? Ne hüzün… Ey acıyarak bakan! Bu aşırı kırılgan duygusallık halinde ne dertler var biliyor musun? Kahroluyorsun işte sevgi ile bile baksa anan baban! En uzaktan geçen laf dolanıyor sanki sırtından sinsi bir yırtıcı gibi ve vuruyor ok arkandan. Çıldıracağım! Bu duvarlar da kapayamıyor artık zihnimi. Değil mi, örtemez artık hiçbir örtü bu mevcutta garip ucubeyi?
Kerem: Ne de hoş
yürüyor baksana azalarım! Çiğnediği yer ne şanslı ki, müthiş bir güzellik
üstünde tepiniyor. Güzelin hoyratlığı bile tatlıdır çünkü. Güneş bir sanatçı
bugün, kapkara da olsa, o güzelin resmini bir kez daha yere çiziyor.
Gölgelerdeki sureti bile tatlı. İkiyken bile yokluğunu düşündürüyor. Yalnız bu
sert rüzgâr da ne? Besbelli denizden esiyor. Saçları dağıtan bir yaramaz... Dur
aklım, bu düşünce ağır. Ama öyle, rüzgâr onu okşuyor. Sarıyor tenini tıpkı âşık
gibi! Ey nice helaklara yol açan haşmetli rüzgâr. Yaratanına şikâyet ediyorum
seni. Bir zikir ehli, dileniyor, sakın hafife alma. Çek tutkunum olduğum
kadından heybetli bedenini.
Ömer: Bir hayat var
orada! Taciz etmem anlamsız. Solgun siluetim ve kederli sözcüklerim neşesini
bozmasın kimsenin! Bırakayım gülüşsünler, şakalaşsınlar. Eğlensin herkes
doludizgin… Zeynep: Neden bozasınız ki insanların neşesini? Hangi fikirler akla
böylesine karanlık verir? Belki göremediğim biri var onu yargılayan. Öyle ya,
yeri gelince en acımasız hâkim, insanın kendisidir.
Yorumum
Yazarımız Hasan Hüseyin Ütün’ün Arkası Yarın Roman adlı blogunda düzenlemiş olduğu çekilişte kendi yazmış olduğu ilk eseri “Yarım Yüzlü Adam”ı 7 arkadaşa hediye ediyordu ve bende o şanslı kişilerden biri oldum. Kitaptan bahsedecek olursak… Kitap binevi senaryo veya oyun türünde yazılmış olup Ömer adlı karakterimizin üstüne kurulmuştur. Ömer, bir kaza sonucu yüzünün yarısını kaybeder ve yüzünü siyah bir tülle gizleme ihtiyacı duyup odasına kapanır. Ancak, kız kardeşinin düğününe katıldığı zaman aile içinde gizlenen bu olay herkesçe bilinir. Ömer’e bu düğünde Zeynep adlı bir kız aşık olur ama kız Ömer’in yüzünü açığa çıkaran zengin bir gençle nişanlıdır. Kitap genel anlamıyla çok hoşuma gitti. Yazarımız kalemini ve dilini çok iyi kullanmış ama keşke arka kapak bölümünde yayın evi kitabın içinde birkaç cümleyi veya diyaloğu yazacağına kitabın içeriğinden bahsetseydi diye düşünmeden edemiyorum.
Kitaptan Alıntı:
*Güzelliğimi
satmam! Beni onunla alırsanız, yaşlanıp solduğumda gençliğimin diriliğinden
tiksinebilirsiniz. (Syf.8-9)
*Düşünce bekçiliği ahmaklıktır. (Syf.39)
*En felaket karmaşalar; duyguların
yönlendirdiği, kitapta yazılmayan boş insan düşüncelerinin doğurduğu sözlere
amadelik ile çıkmıştır. (Syf.39)
*Size bir sır vereyim! Kalbime giden
yolda kusursuzluğu aramayın. Görkem bir çilingir ise, mütevazılık anahtarıdır
kalbimin. (Syf.51)
*Kader üstüne uzanıp yatacağınız bir
gelecek mi sizin için? Sizin için iş yapar mı? (Syf.57)
*Masum parıltının ve birbirine
yetmenin vereceği haz, görkemin vereceği hazzın yanında bir hiçtir. (Syf.64)
*Yoğun siyahın masum beyaza
yapabileceği tek şey kopkoyu bir gridir! (Syf.83)
*Kalpte yoksa cevher, ne zikir ne de
nasihat olur rehber! (Syf.157)
Lütfen bizden
yorumlarınızı esirgemeyiniz…